Pazar mümkün olduğunca bilim üzerinde yazmaya çalışıyorum. İlginç bir konu araştırırken belki de çoğumuzun "Bana ne" diyeceği bir konu önüme geldi, üstelik uzmanları 20 Kasım'da Dubai'de toplanacaklar.br data-mce-bogus"1"
Sorun çok derin: Saatlerin denkleştirilmesi, daha doğrusu ayarlanması. Aklınıza Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Saatleri Ayarlama Enstitüsü" gelecek. Aslında Tanpınar'ın romanına uygun kurumlar var: "Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü (NIST) Zaman ve Frekans Bölümü Ağ Senkronizasyon Projesi" gibi benzer enstitüler...br data-mce-bogus"1"
Bunlar, evrensel zaman ile atomik saat arasındaki eşgüdümsüzlükle uğraşıyor. Bu kurumların toplanmalarının nedeni bu eşgüdümsüzlüğe çare üretmek.br data-mce-bogus"1"
Tanpınar harika romanında bizim toplumun Doğu ile Batı arasında salınıp durmasını ve zamanı tutturamamasını hicvederken bu uzmanlar da kullandığımız evrensel saat ile atomik saat arasında saniyelik sapma karşısında saçlarını başlarını yoluyor. Doğu ile Batı arasında zaman eşgüdümsüzlük benzeri!
BU SAPMA DA NE"Bu da ne" diyecek bazılarımız, evrensel saat, yani UTI olarak diye bilinen astronomik saat efendim geride kalıyor. Neye göre Uluslararası Atomik Saat'e (TAI) göre. Yani o da topu topu birkaç tık veya saniyelik gerilik. 1972'den bu yana, atomik saat duraklatılıyor ve evrensel saatimizin kendisine yetişmesi sağlanıyor. Eşgüdüm! Bu müdahale ile UTC (koordineli evrensel zaman) oluşturuluyor.
Ayarlama yapıldıktan da hemen sonra, tahmin edebileceğiniz gibi, bizim saat saliselik sapmalarla geri kalmaya başlıyor yine. Toplam bir saniye gibi artık birikince yeniden bir veya iki tıklık ayarlama gündeme geliyor.
Burada bir sorun var, bu müdahale, duraklatma ne zaman olmalı Kestirmesi çok zor. Bu nedenle birkaç yılda bir ayarlamayı yapıyorlar. Ama bu durumdan teknoloji şirketleri, ülkeler ve "dünyanın zamanı tutucuları" rahatsız, istiyorlar ki iki saat arasında eşgüdüm otomatik olarak, hiçbir müdahale olmadan gerçekleşsin ve arada "saniye boşluk" olmasın.
Aslında evrensel saat yerkürenin dönüşüne ayarlı. Ama dünyanın dönüşünde salınımlar oluyor ve bu da saatlerimizde sapmalara yol açıyor. Bunu fark eden bilim insanları atomik saati oluşturdular ve 972'den beri iki saat arasında uyumu gerçekleştiriyorlar.
Atomik saat, sezyum atomlarıyla çalışıyor ve "istikrarlı, güvenilir bir frekans" oluşturuyor. Bu frekans artık tüm hayatı yöneten dijital saatlerimizin ihtiyacı olan düzenliliği sağlıyor.