Yoko Ono'nun iade-i itibarı

John Lennon ve Yoko Ono'nun aşkının müzik tarihinin en önemli birlikteliği olduğunu bilmeyen yok herhalde. Pek çoklarına göre The Beatles'ı bölen kişi Yoko Ono ve grubun hayranlarınca nefretle anılıyor. Peter Jackson'ın grubun son stüdyo seanslarını elden geçirdiği uzun belgeselinde eşi müzik yaparken bir köşede sabit oturuyor Yoko Ono. Kimilerine göre Lennon'ın en büyük ilham kaynağı o; o kadar hayran ki bir an bile kaybetme korkusundanhem onu hem de kendi ilhamını kaybetmekyanından ayırmıyor. Ono aslında Beatles'dan ve Lennon'dan önce Japonya'nın en varlıklı ailelerinden birinin kızı, kavramsal sanatın öncülerinden, fluxus'un yaratıcılarından biriydi. Bir eleştirmene göre Yoko Ono'nun sanatının başına gelen en kötü şey John Lennon'la tanışması. Bugün toplu eserleri bütün dünyada sergilenen ve büyük ihtimalle çoğunlukla Lennon'la bağından dolayı ziyaretçi rekorları kıran Yoko Ono'nun sanatçı olarak değeri tartışılıyor. Bu tartışmayı açan New Yorker'ın sanat eleştirmeni ve Harvard öğretim üyesi Louis Menand geçenlerde Vancouver'da gezdiği bir Yoko Ono sergisinden yola çıkarak onun kıymetinin bilinip bilinmediğini sorguluyor. Ben de bugün yayın akışımıza ara verip John ve Yoko'nun ballad'ına dalmak istiyorum. SERGİDEKİ ÜÇ ESER Gözden kaçırılan noktalardan biri Yoko Ono'nun John Lennon'ın kariyerinin en kritik dönemecinde hayatına girdiği. Beatles'ın Amerika'ya ayak basıp tarihi Ed Sullivan'ın programına konuk olmasından üç sene sonra tanışıyorlar, müzikte devrim niteliğindeki "Sgt. Pepper's Lonely Hearts Club Band" albümünü kaydetmeden önce ama. Yoko Ono'nun ilham perisi olarak Lennon'ın yanından ayrılmaması, Lennon'ın ona tapınması da şaşırtıcı değil. Bu sadece sıradan bir aşk değil, entelektüel bir birliktelik, ilahi bir ilişki, ortaklık. Yoko Ono hayatına girdikten sonra Beatles'ın müziği daha da gelişiyor, değişiyor, olgunlaşıyor. "Sgt. Pepper's"dan "The White Album"e bu gelişimi, cesur girişimleri, denemeleri görmek mümkün. Bütün bunlar tek başına Yoko Ono'nun etkisi mi, değil. LSD'den Budizm'e grubun yolculuğunda çok farklı katkı maddeleri var. Ama Yoko Ono da bu etkenlerden biri. Lennon'ın solo kariyeri, özellikle de Ono için yaptığı şarkılarsa belki de en iyi işleri. Hayatı 40'ında sonlandırılmasaydı bu birliktelik kim bilir daha ne ürünler doğururdu. Yataktaki barış protestosundan sokaklara asılan afişlere, ama en önemlisi de yazılan şarkılara bakıldığında Beatles sonrası Lennon'ın üzerindeki Yoko etkisi daha bariz ve görünür. Az zamanda çok büyük işler yaptık misali, dünyayı birlikte değiştiriyorlar. İkilinin çok bilinen tanışma hikayesinin tarihi 9 Kasım 1966, yer Londra'da Paul McCartney'nin sık sık gittiği Indica Gallery. Ono işlerini görmek isteyen Lennon'a eşlik ediyor. Daha sonra söylediğine göre kim olduğunu bilmiyormuş. Menand bunu çok inandırıcı bulmuyor, "Ama kim olduğunu umursamamış olması daha inandırıcı," diye yazıyor. Adını kenevir bitkisinin ya da daha iyi bilinen adıyla esrarın bir türünden alan Indica'daki işlerinden biri Ono'nun bir sütunun üzerine yerleştirdiği yeşil elma. Lennon elmanın fiyatını soruyor, Ono iki yüz pound olduğunu söylüyor. Daha sonra Lennon tüm şımarıklığıyla elmadan bir ısırık alıp yerine koyuyor. Yoko Ono da bundan iğreniyor. Indica'da Lennon'ın gördüğü bir başka Yoko Ono eseri tırmanınca tepesinde bir büyüteç olan merdiven olan "Ceiling Paiting." Merdiveni çıkıp büyüteci tavana tutunca "Yes" yazılı küçük bir kağıt okunuyor. Yıllarca bu eserin ikilinin aşkının mimarı olduğunu zannederdim. MoMA'da birkaç sene önce Yoko Ono'nun toplu eserleri sergilendiğindeelma da oradaydı tabii kiben de bu merdivenden çıkıp tavandaki yazıyı okumuştum. Lennon'ın özellikle kağıttaki notta "No" ya da "Fuck you" yazmamasından etkilendiğini belirtiyor Menand makalesinde. Ono'nun basit görünen ama katılımcı ve pozitif sanatının bir ürünü bu merdiven: tırmanınca, çabalayınca ret ya da alay değil, onay