Kılıçdaroğlu tam olarak neyin lideri

Birkaç hafta önce olmalı, Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir yakından telefon aldım. "Kemal Bey bombayı patlattı," dedi. Gün içinde Kılıçdaroğlu'nun bir açıklama yapacağı duyurulmuştu; pek çok kişi de nedense saati gece 22:00 olarak seçilen bu bombayı bekliyordu. Yıllar içinde edindiğim tecrübelerle bazı ezberler beni hiç yanıltmadı. Çağan Irmak'ın iyi film yapmasının imkansız olduğu gibi Kılıçdaroğlu'nun bir bomba patlamasının da mümkün olmadığını biliyordum. Gelen telefon üzerine yine de ne demiş diye baktım. Yine yanılmadım. New York'ta yapılan hükümet destekli öğrenci yurdu hikayesiymiş. Dedikodu aktaran ya da kulis yazanların vasatlarındaki kötü huy Kılıçdaroğlu'nda da var. "Adını şimdi vermeyeyim," diye anlattıkları hikayeyi mahvediyorlar. Adını vermedikten sonra ne anlamı var Nitekim Kılıçdaroğlu da isim falan vermedi. Anlattığı daha evvel Sözcü'de falan çıkan ve o zaman bile hiç ses getirmeyen bir haberin tekrarlanmasından ibaretti. CHP'liler o gece çok heyecanlıydı ama. Hükümetin düşeceğini bile düşünüyor olanlar vardı sanırım. Telefondaki kaynağım bana Kılıçdaroğlu'nun vermediği ismi iletti; dış kapının dış mandalı birisiymiş. Yine ilgimi kaybettim. CHP'liler o gece hükümetin neden düşmediğini düşünüyor mu acaba Ya da bu bombayı hala hatırlayan var mı SÖYLEDİKLERİ ETKİSİZ Ertuğrul Özkök yıllar önce bir köşe yazarının çapını ifade etmek için o zamanki kurla "20 bin TL'ye kadar yolsuzluklarla ilgili," demişti. Kılıçdaroğlu da bu misal. Küçük rakamları bomba zannediyor. Ben telefonda "Biraz saçma değil mi bu açıklamalar," dedim. "Hem daha önce haber olarak çıktı, hem de bu ülke neler gördü, ne telefon kayıtları dinledi de umursamadı şimdi küçük çaplı bu yolsuzluk iddiasını mı mesele edecek" diye sordum. Aldığım yanıt 17-25 Aralık sürecinde ülke ekonomisi iyi gittiği için seçmenin yolsuzluk iddialarıyla ilgilenmediği oldu. CHP'deki yaygın tutum bu. Bugünlerde ekonomi kötü gittiği için eldeki iyi kötü her malzeme köpürtülecek, abartılacak ve gündem yaratılmaya çalışılacak. Cebindeki para azalan seçmenin hükümete diş bilenip muhalefete oy vereceğini hesaplıyorlar. Kılıçdaroğlu'na bu akılları kim veriyor bilmiyorum. Ama patlatılan büyük bomba, hemen ardından yine cılız bir sosyal medya hamlesi olarak kalan "birkaç soru" bu stratejinin ürünü. Yalnız ortada ufak bir sorun var. Hiç kimsenin umurunda değil. Kılıçdaroğlu'nun yurt bombası patlamadan söndü. Soruları zaten kimse ciddiye almadı. Dahası CHP liderinde bir üslup problemi var. Konuları basitleştirip anlatamıyor, memur geçmişinden sıyrılamadığı için ufak bir ayrıntıya takılıp kalıyor ve kendi hassasiyetini kitlelerin de paylaştığını düşünüyor. Sonuçta 20 bin TL'ye kadar yolsuzluklardan sorumlu. Bu yüzden de o her bomba patlatmaya kalktığında yaprak kımıldamıyor. Kılıçdaroğlu'nun stratejileri tek bir oy getirmediği gibi üzerinden 24 saat geçmeden unutuluyor. Bir ekip tarafından sosyal medyayla seçim kazanılacağına inandırılan Kılıçdaroğlu'nun gündeme gelme çabaları 90'lı yıllarda televizyona damga vuran "Televole" programlarındaki şöhretleri andırıyor. Adlarını çoktan unuttuğumuz bu isimler her hafta sadece farklı kanallarda aynı isimle yayınlanan "Televole"lerde belirir, belli bir konuda önceden ellerine verildiği bariz aykırı bir çıkış yapar, buradan da büyük bir polemik çıkması beklenirdi. C-list bir ünlünün "Kızlar artık etek giymesin," benzeri çıkışları rating uğruna eğlence diye kabul edilebilir belki. Konu bazen tutar, bazen tutmaz, tuttuğunda bile sadece Televole evreninin umurunda olurdu ama sonunda mutlaka unutulurdu. Kılıçdaroğlu'nun çıkışları da böyle. Kendi seçmeni içinde bile çok küçük bir kesim ilgileniyor söyledikleriyle. Aslında Kılıçdaroğlu'nun söylemedikleri daha ilginç. TÜRKİYE'NİN İKİ KURTARICISI Kötü giden ekonomiyi nasıl düzelteceğine dair ağzından tek bir söz çıkmıyor örneğin. Türk seçmeni "İki anahtar" veya "Mazot 1 TL olacak," gibi somut