Gece hayatında 'burası çok ergen' krizi

Bir gece İstanbul'da dışarıya çıkın ve birkaç tane popüler mekânı dolaşın.Ya siz şu cümleyi kuracaksınız ya da bir başkasından mutlaka duyacaksınız:"Burası çok çoluk çocuk, çok ergen."Üstelik bu cümle sadece 30 ya da 40'larındakiler tarafından değil, gayet 20'lerini yaşayanlar tarafından bile dillendiriliyor. Çünkü mekânlar çoktandır 16-18 yaş aralığına yelken açtı.Dolayısıyla bu yaş aralığındaki kalabalığı gören söylene söylene mekândan kaçıyor. Başka hiçbir metropolün gece hayatında bu kadar kuşak çatışması yaşanmamıştır herhalde. Çünkü kurallar vardır. Bırakın 18'i, 21 yaş altını almayan vardır mekânına göre. İstanbul gece hayatında ise durum sermayeyle doğrudan ilgili. Bu yeni gençler mekânlara en çok para kazandıran kesim. Bir gecede çılgınca hesaplar ödenebiliyor. Hâl böyle olunca, parasını hesaplı harcayan ama mekânların esas müdavimi olanlar ya nereye gideceğini bilmiyor ya da iki-üç mekâna sıkışıp kalıyor. Bir noktada şu da olmaya başladı:Kimi mekânlar "Bu gece ergenler yok" anlamına gelen, daha üst yaşlara hitap eden geceler organize ediyor. İki tarafı da mutlu etmek adına. Peki gerçekten yaş meselesi bu kadar önemli mi KİTLEYE GÖRE ŞEKİL ALMAK Galiba esas sorun kimlik meselesi. Olaylar genelde şu çizgide gelişiyor: İstanbul'da yeni bir mekân açıldığında önce belli bir kesim orayı test ediyor. Mekânın ilk gecelerini onlar deneyimliyor. Bir süre sonra mekân merak ediliyor. Mekân da merak edilmesinin verdiği heyecanla yavaş yavaş herkese kapılarını açmaya başlıyor ve sonra bam! Mekân patlıyor ama ilk gelenler bir daha gelmemeye başlıyor. Hatta "Orası bozuldu, bitti" diye konuşuyor.