Tarihin bugününde

"Her şey önceden düşünülmüş ve belirlenmiştir" diyen bağnazlığa karşı, "Öyleyse insanın düşünme yeteneği vardır" derken bilgi ve teknoloji toplumunun baş döndürücü hızını ama kitle iletişim teknolojisinin insani olanı aynı hızla tükettiğini de görüyoruz.Medya devi, görselliğiyle ve sihirli dünyasıyla tutsak alıyor insanlığı.Çığlıklarla ilan edilen küreselleşmenin ardında yatan gerçek, çokuluslu şirketlerin dünya egemenliğidir.YDD, DEMOKRASİYİ YOK EDİYORTarihin, ulusların, ulusal dillerin, ulus devletlerin ve ideolojilerin tükendiği varsayımıyla kurulan Yeni Dünya Düzeni (YDD), tüm dünyada zaten doğduğundan beri yarım ve eksik olan demokrasiyi yok ediyor.Neoliberalizm, ürettiği bireyci tüketim kültürünü, yozlaşmış değerleri medya aracılığıyla tüm dünyaya yayıyor.Yaşamın temeli bireysel ve toplumsal tüketime dönüştürülüyor.İnsanların temel gereksinimleri karşılayabilme özgürlüğü kalkıyor ortadan.Varsıllık-yoksulluk, varsıl-yoksul ülkeler arasındaki uçurum ve çelişki büyüdükçe büyüyor.Göç dalgalarıyla dünya coğrafyasının harmanında insani olan her şey hızla yok ediliyor.Kendisi gibi inanmayan tüm insanlara öfkesini bombalarla, katliamlarla kusan bir barbarlık, çaresizlikle kıvranan küçük insanları köleleştirmede büyük başarılar kazanıyor.HEDEF DÜNYA EGEMENLİĞİSömürüyle palazlanan barbar bir emperyalist imparatorluğun dünyaya egemen olmasıdır bu.Çılgınca büyüyen tüketimle birlikte doğa, çevre kirliliği inanılmaz boyutlara yükseliyor.Şiddet ve terör yaygınlaşıyor.Dünyanın her yerinde iktidara getirilen ve sistemli hale gelen baskı yönetimlerinin uygulamalarıyla bağnazlıklar, inanç farklılıkları, mezhepler, tarikatlar, etnik çalışmalar besleniyor.Nüfus patlamaları ve göç sorunları yaşanıyor.TV'lerin zenginlerin görkemli yaşamlarını yoksulların evine sokmasıyla tüm bu sorunlar katlanırken oluşan öfke ve çaresizlik, her çeşit köktenci ve bağnaz akımın gıdası oluyor.SORUNLARI AKILLA AŞMAKHer sorunu aklın ışığında irdelemek, her zaman sorular sorarak yanıtlarını bulmaya çalışmak, çözümü için gereken bilginin peşinde koşarak araştırıp tartışmak, insanlığın gelişmesine, ilerlemesine inanmak, özgürüm diyen insanın görevidir, sorumluluğudur.Bilimin, bilimsel