Edebiyatımızın Köy Enstitüsüzenginliği

Bilgisizliğin yenilmesi, fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür kimlikli bir gençliğin yaratılması, çağdaş bilimsel eğitim yöntemlerinin uygulanmasıyla olabilecekti. Tonguç, "Okuldaki eğitimin amacı çocukları sanatçı olarak yetiştirmek değil insan olarak eğitmektir. Okulun sanat adına çocuğa vereceği en önemli şey, duyu organlarını kullanmasını ve izlenimler toplamasını, olaylar ve olgular arasında bağlantı kurmasını ve bunları yaşamından, doğadan ve sanattan aldığı kodlara göre değerlendirebilmesini sağlamaktır" diyordu (Köyde Eğitim).Çağdaşlık arayışının devrimci ve özgün kurumu Köy Enstitülerinde akıl el birlikteliği ve üretim içinde eğitim anlayışıyla hem de savaş yıllarının yoksunluğunda bilim, sanat kültürüyle donanmış, yurtsever, geleceğine sahip çıkan eğitimciler yetiştirildi. KÖY ENSTİTÜLERİ VE EDEBİYATOnlarca köy çocuğu, kendi yaşamına ayna tutarak edebiyatımızı büyüttü, güzelleştirdi, zenginleştirdi. Ana memesi gibi sarıldığı Türkçenin güzelliklerini fışkırtan bir edebiyat yarattı. İkinci Dünya Savaşı sürecinde, ülkemizde devrimle karşıdevrimin amansız savaşımı koşullarında edebiyatımız yeni bir zenginlikle, coşkuyla, sevdayla buluştu. Köy dünyasının yüzyıllardır uğradığı haksızlık eleştirilerek gerçekçiliğin ete kemiğe büründüğü yeni yöntemlerle kucaklaştı edebiyatımız. Bu edebiyatla, Türkiye'nin gerçeği olan ve önderince milletin efendisi kabul edilen köylü, geleneği, kültürü, çeşitliliğiyle gözden gönülden ırak olmaktan çıktı. Fakir Baykurt enstitüler için, "Yazın dünyasına bu derece gür ve özgün katkılar yapabilen başka eğitim kurumu yok dense yeridir" dedi.YİĞİT SAVAŞIMCILAREmin Özdemir'in "yazınımızın yüzüne taze bir kan" gelmesi olarak tanımladığı bu insancı, aydınlanmacı, halkçı, devrimci gerçeklik, küçümsense, yok sayılsa da kendini var etmeyi başardı.Makal, Apaydın, Başaran, Akçam, Kaftancıoğlu, Yüce, Bolulu gibi Köy Enstitülü edebiyatçılar, egemenlerin baskısına, zorbalığına, ırkçı ve dinci bağnazlıklara göğüs gerdi. İnsanı savundu, yurdun sorunlarıyla yüklü yapıtlarıyla okuma bilincini yükseltti. Örgütlülük bilinciyle özgürlüğün savaşımcısı oldu. Bu saygın kişiler, kendisini borçlu bildiği Cumhuriyetin değerlerini savunarak yeni kuşakları bu bilinçle yetiştirdi, devrimci 68 Kuşağı'nın doğmasını sağladı. (Bkz. Köy Enstitülerinden Doğan Edebiyat, Haz. Güler Yalçın-B. Sadık Albayrak-Atilla Küçükkayıkçı, KAVEG.)HER