Bediüzzaman'ı demokratça anlamak..

"Beni, skolastik bataklığı içinde saplanmış bir medrese hocası zannediyorlar. Ben, bütün müsbet ilimlerle, asr-ı hazır fen ve felsefesiyle meşgul oldum." 1Ulema, Bediüzzaman için fatînü'l-asır ve müdhiş bir fart-ı zekâya mâlik bulunduğunu ifade ederler. Evet gerçekten onun ilmine, zekasına ve ferasetine yetişen çıkmadığını ihlâslı bütün alimler tasdik ederek hakkıyla Bediüzzaman ismini vermişlerdir. İşin ilmî tarafını Risale-i Nur'a havale ederek, Bediüzzaman'ı muasırlarından ayıran en mühim farkın hürriyet aşkı ve Hz. Ali (ra) mesleğinin en bariz özelliği adalet-i mahzayı esas yapması ve ehl-i beytin saltanata karşı mücadelesi noktasından bakmaya çalışalım. O, daha çocukken ilmî istibdata karşı hocalarıyla anlaşamamış, diyardan diyara hürriyet dağlarını arşınlamıştır. Cumhuriyet hakkında görüşlerini soran mahkeme reisine "hâlî bir türbe kubbesinde inzivada idim, bana çorba geliyordu. Ben de tanelerini karıncalara veriyordum, ekmeğimi onun suyu ile yerdim. Bu karınca ve arı milletleri cumhuriyetçidirler. Cumhuriyetperverliklerine hürmeten taneleri karıncalara veriyorum. 'Selef-i sâlihîne muhalefet ediyorsun' diyenlere karşı 'Hulefa-i Raşidîn hem halife hem reis-i cumhur idiler. Sıddık-ı Ekber (R.A.) Aşere-i Mübeşşere'ye ve Sahabe-i Kiram'a elbette reis-i cumhur hükmünde idi.' 2 diyerek İslâm'ın Cumhuriyet ve demokrasiye zıd olmadığını ispat ediyordu. Yine bu minvalde bugün bile, Anayasa ve hürriyete karşı "Allah'ın hükmüyle hükmetmeyenler kafirlerin ta kendisidir" (Maide, 44) âyetini nazara verenlere, hükmetmemek "tasdik etmemek" manasıyla karıştırıldığını "onların işleri kendi aralarında istişare iledir" (Şura 38) âyetini göstererek "meşrutiyet, hâkimiyet-i millettir" diyerek meşrutiyete dolaysıyla Cumhuriyet ve demokrasiye sahip çıkmıştır. O, demokrasiye adalet ve kanun hakimiyeti olarak bakmıştır. O, demokrasi, anayasayı hakiki adalet ve meşveret-i şer'iye'yi dünyevî saadetimiz olarak görmüştür. O, şeriatın hakiki mesleğini ve ruhunu meşrutiyetin hakikatinde bulmuştur. O, hakiki meşrutiyeti dört mezhepten çıktığını dava etmiştir.