Siyaset sosyolojisi bağlamında sonuçlar - Kayhan Delibaş

Seçim sonuçlarının geniş kesimlerde şaşkınlık ve hatta hayal kırıklığı yarattığı gözlenmektedir. Toplumsal gerçeklik çok boyutlu, çok değişkenli olduğundan, sonuçlar da ona göre değerlendirilmelidir. Hele hele seçimlerin sonuçlarını "cahillikle" açıklamak, uzak durulması gereken tutumdur.Birincisi, son 20 yıldır yüksek düzeyde kutuplaşmış, kutuplaştırılmış bir toplumda yaşıyoruz. İktidarın 20 yılda yol almasının en önemli kaynaklarından birisi kutuplaştırma, ayrıştırma siyasetidir. Bu seçmen üzerinde bir tür zihinsel felç etkisi yaratabilmektedir.İkincisi, seçimlerde herkesi şaşırtan en büyük faktörlerden biri, kimlik siyaseti ve onun siyasal gücüdür. Bu ilk değerlendirilmelerde unutulmuş gibidir. Millet İttifakı'nın ekonomi, iş, aş, sosyal güvenlik, yolsuzluk söylemine karşılık Cumhur İttifakı daha ziyade kültürel, ideolojik, değer farklılıklarını, etnik farklılıkları öne çıkarmıştır.Üçüncüsü, "Deprem bölgesinde taş taş üstünde kalmazken nasıl olur da iktidara bu kadar çok oy çıkar" sorusu çok soruldu. Bölgedeki yurttaşlar, depremin sebepleri ve sonuçlarıyla, iktidar arasında doğrudan bir ilişki kuramamış gibidir. Zira, afetlerin kök sebepleri dışında sosyokültürel olgular olduğu sıklıkla unutulur.Dördüncüsü, korku siyaseti etkili olmuştur. Millet İttifakı'na oy vermeyeceğini söyleyenlerden gelen en sık sebep, "Teröristleri Meclis'e sokacak" gibi cümlelerdir.Beşincisi, kültür savaşları son dönemde siyasetimizde çok etkili olan diğer bir faktördür. Seçimlerde hükümet, gerçek bir politika üretemediği için, kültür savaşlarına öncelik vermiştir.Altıncısı, sıradanlık yüceltilmiştir. Demokrasiden uzaklaşıldıkça sanatçılara, aydınlara, doktorlara, akademisyenlere, diplomatlara, gazetecilere karşı popülist bir karşıtlık baş gösterir. Bu, Trump ve Orban gibi liderlerin sık kullandığı bir silahtır.Yedincisi, post-truth (hakikat ötesi) siyaset, sadece siyasal alanda değil yaşamın her alanında çok yaygındır. Öyle ki çağımız, risk toplumu, söylentiler, şehir