Kurtuluşa giden yol - Av. Hüseyin ÖZBEK

Nutuk, Türk yurdunun 19 Mayıs 1919 tarihli panoramasıyla başlar.9.Ordu Müfettişi Mustafa Kemal'in Samsun'a ayak bastığı gün çizdiği ülke manzarası hiç iç açıcı değildir. 1.Paylaşım Savaşının galiplerinin sabırla bekledikleri günler nihayet gelip çatmıştır. Hasta adamın zengin mirası paylaşılacaktır. Mondros Mütarekesi ile Türklere silah bıraktırılmış, Sevr'e giden yolun ilk aşaması tamamlanmıştır.Türk Ordusu dağıtılmış, tersanelerine girilmiş, silah ve cephanesine el konulmuş,işgale karşı olası direniş dinamiklerinin tasfiyesine yönelik sert uygulamalar devreye sokulmuştur. Savaşın beklenenden uzun sürmesine ve maliyetinin artmasına neden olan Türklere insaflı davranılmayacak, Anadolu'nun dar bir alanına ( o da şimdilik ) sıkıştırılacak, başkentleri denetim altına alınacaktır. Bağlaşıkların, Osmanlı İmparatorluğunun mirasından paylarına düşecek yerler önceden kararlaştırıldığı için nihai barış antlaşmasının (Sevr ) bir an önce imzalanması için hazırlıklar hızla sürdürülmektedir. Anadolu Türklüğünün batılı beyaz efendiye bir daha karşı koyamaz hale getirilmesi işi Yunanistan'a ihale edilmiştir. Yunan Ordusunun, felaketle sonlanacak Küçük Asya (ikinci Troya seferi) macerasının arka planında Birleşik Krallığının örtülü hesapları vardır. Sevr'e karşı olası Türk direnişi bastırılacak, direnç dinamikleri yok edilmiş Anadolu, galiplerin sömürge coğrafyasına dönüştürülecek, Türkler yurtsuzlaştırılacaktır. 16 Mayıs'ta İstanbul'dan başlayan yolculuğun üç aktörü üç farklı amacı vardır.İngilizler, yöre halkının, Samsun ve çevresindeki Pontus kalkışmasına gösterdiği tepkiden rahatsızdır.Bu konuda Vahidettin ve hükümeti sıkıştırmaktadır. İngiliz baskısından bunalan Vahidettin, Türkleri direniş yerine teslimiyete ikna edecek dirayetli bir paşa aramaktadır! Sarayın, yöredeki milli tansiyonu söndürmek için yetkilendirdiği Sarı Paşa'nın ajandasında ise gönderenleri pişman edecek bambaşka öncelikler vardır! Sarı Paşa'nın 13 Kasım 1918-15 Mayıs 1919 arası İstanbul'da geçirdiği 6 ay, payitaht merkezli bir kurtuluşun mümkün olmadığını göstermiştir. Kurtuluş, Anadolu'dan ve Anadolu'yu arkaya alarak gerçekleştirilebilecektir. 16 Mayıs'ta mülki ve askeri anlamda çok geniş yetkiler içeren 9.Ordu Müfettişliği, Milli Mücadelenin ilk dönemi için son derece önemlidir. Sarı Paşa'nın günü geldiğinde saltanatı ve sarayı tarihin çöplüğüne gönderecek bir sürecin başlangıcının kısa hikayesi anlattığımız gibidir. Ege'nin, Trakya'nın,Trabzon ve çevresinin, doğu illerinin işgali ile Yunan, Ermeni ve Pontus yurdu yapılmak istenmesine karşı yöresel örgütlenmelerin ülkenin bütününü kapsar hale getirilmesi, kurumsallaşması ve merkezileşmesi Sarı Paşa'nın öncülüğünde gerçekleşecektir.Büyük harpten yenilgiyle çıkan Türklerin üzerine çökmüş karamsarlık ve edilgenlikten sıyrılıp yeniden ayağa kalkmaları pek kolay görünmemektedir. Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal'e Anadolu'da duyulan güven ve saygı, ilk adımların atılabilmesinin ve direnç çekirdeğinin oluşturulabilmesinin en önemli dayanağı olacaktır. 20-21 Haziran 1919 Amasya Genelgesi ( Paşalar deklarasyonu ) işgalcilere ve Mütareke Hükümetine karşı ilk isyan manifestosudur. "Vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığının yine milletin iradesiyle sağlanacağı" gerçekte bir ihtilal çağrısıdır. Ülkenin kurtuluşuna yönelik Sivas'ta yapılacak kongre kararı ise İstanbul'un otoritesine meydan okumaktır. Yüzyılların emperyal deneyimiyle İngilizler, merkezi önderlikten yoksun bölgesel dirençlerin, Sarı Paşa'nın stratejik adımlarıyla ülkenin tamamını kapsayan bir kalkışmaya dönüşme tehlikesini ilk andan görmüşlerdir. Gerçek liderini bulup bir kez harlanan isyan ateşini söndürmenin