Aile sağlık merkezlerini yeniden düşünmek - Doç. Dr. İclal Kaya ALTAY

Bütün kamu hizmeti veren tesis ve alanlar toplumsal refahın gelişimi ve gündelik yaşam kalitesinin belirlenmesinde önemli bir yere sahiptir. Ancak deprem gibi afetler sonrasında acil tıbbi desteğin sağlanması, salgın hastalıklar ile mücadele, yaralı veya hastaların güvenliği gibi nedenler ile sağlık tesisleri ayrıca önem arz etmektedir. Kent içi kamu hastanelerinin yenilenememesi ile kamu-özel işbirliği modeliyle geliştirilen şehir hastanelerinin yer seçimi, kaynak kullanım ve denetimi 6 Şubat depremleri sonrasında da tartışılmaya devam etmektedir. Ancak sağlık hizmet ve yapıları olarak sadece hastaneleri tartışmak eksik bir ele alıştır. Türkiye Sağlık Yapıları Asgari Tasarım Standartları (2010) kılavuzunda da sadece hastaneler konu edilmiş olup koruyucu sağlık hizmet tesisleri sektör içine dahil edilmemiştir.BAĞIMSIZ BİRİMLER2000'li yıllarda sağlıkta dönüşüm sonrası Türkiye'de koruyucu sağlık hizmetlerinin önemli bir kısmı "aile hekimliği" eli ile verilmektedir. Birden fazla aile hekiminin hizmet verdiği sağlık tesisleri de "aile sağlık merkezi" olarak adlandırılmıştır. Anne-çocuk takibi, aşı ve koruyucu sağlık hizmetlerinin verildiği aile sağlık merkezleri (ASM) maalesef sağlık hizmetinin gerektirdiği mimari tasarım ve şehircilik yer seçim kriterlerine uygun bağımsız birimler içinde değil Aile Hekimliği Yönetmeliğinin 23(g) maddesinde öngörüldüğü şekliyle apartmanın giriş ya da zemin katında hizmet vermektedir. İlgili yönetmelikte sağlık çalışanlarının hizmet performans ölçütlerine geniş yer verilmiştir. Ancak fiziki koşulları düzenleyen beşinci bölüm 23(a) maddesinde1 doktor asgari muayenehane büyüklükleri, bekleme odası vb. metrekare cinsinden alansal ölçütler dışında bina tasarım ölçütleri ve güvenliği için aranan koşullar belirtilmemiştir.GÜVENLİ ERİŞİLEBİLİRLİKŞehircilik ve mekânsal planlama disiplini yönünden kamu hizmetlerinin kademeli birlikteliği ve mekânda hizmetlere güvenli erişilebilirlik esastır.