Sosyal medyada vatandaşların sorumluluğu yok mu

Dijital çağın imkanları kadar sorunları ve riskleri barındırdığı malum. Dijital faşizmden, dijital diktatörlüğe; sistematik dezenformasyondan şiddet ve terörizm başta olmak üzere kötülüğün dijital alanda yaygınlaştırılmasına kadar pek çok olumsuzlukla her an mücadele etmek durumunda kalıyoruz. Hakikat mücadelesi vermekten vatanın siber alandaki izdüşümü olan sibervatanı savunmaya kadar dijital kamusal alan aynı zamanda da bir mücadele alanı. Bu mücadele alanında devlete düşen görevler büyük. Zaten İletişim Başkanlığı'nın öncülüğünde bu olumsuzluklara karşı gereken stratejiler ortaya konuluyor ve önemli bir mücadele veriliyor. Peki, bu sadece devletle sınırlı kalacak bir mücadele mi Ya biz sade vatandaşlara dijital kamusal alanda ne gibi sorumluluklar düşüyor DEZENFORMASYONUN PARÇASI OLAN BİREYLER Maalesef bırakın mücadele etmeyi, bazı insanlar sistematik dezenformasyonun bilmeden parçası olup yaygınlaşmasına aracılık edilebiliyor. Mesela daha ilk anda basit bir araştırmayla yalan olacağı belli olabilecek, sosyal medyadaki birtakım operasyonel hesapların (çoğu zaman da Türkiye'nin millî meselelerdeki pozisyonunu ve o pozisyonu sahiplenen şahısları itibarsızlaştırmak amacıyla) üretip yaydığı yalan haberleri hemen büyük bir iştahla paylaşarak yaygınlaşmasına hizmet edilebiliyor. Üstelik çok kısa bir süre sonra bu haberin yalan olduğu tartışmasız bir şekilde ortaya çıktığında da bundan dolayı en ufak bir pişmanlık, mahcubiyet hissedilmediği gibi o yalan haberi silme zahmetinde bile bulunulmuyor. Siyaseten işine gelen dezenformasyonu bile sahiplenmeye, yaymaya hazır bir kitle psikolojisinin ne kadar can sıkıcı olduğunu söylemeye gerek yok. Düşünebiliyor musunuz, Katar vatandaşlarının Türkiye'nin tıp fakültelerinde sınavsız okuyabileceği yalanını yayan büyük bir sistematik dezenformasyon kampanyası ile karşı karşıya kalınmış, başta muhalefet partisi lideri olmak üzere bu yalanın yayılmasına öncülük edilebilmişti. Benzerlerine yangın, deprem ve terör saldırıları gibi insani felaketler karşısında bile çokça şahit olmuş; o sırada kaosu yayarak Türkiye'ye karşı dijital bir saldırı yapan Türk düşmanlarının dezenformasyonlarına sırf kendi siyasi kin ve nefretlerinden dolayı alet olanları görmüştük. Bu yalanların birçoğu da bir süredir sığınmacılar konusunda devreye sokulmuş durumda. KÖTÜLÜĞE LANET EDERKEN KÖTÜLÜĞÜ YAYMAK Dahası herhangi bir olumsuzluğu eleştirip lanet ederken bile o olumsuzluğun paylaşılıp yayılmasına katkı verebiliyoruz. Bir kötülüğü eleştiren bir sosyal medya paylaşımı yaparken bizzat o kötülüğe ait görselleri de paylaşıma eklemek sık yapılan bireysel stratejik iletişim hatalarından biri. Düşünebiliyor musunuz, Kur'an-ı Kerim'imizin tekmelenmesini eleştirip lanetlemek üzere paylaşım