Sen hiç Türk'e benzemiyorsun!

Bunu en çok yurtdışında veya yabancılarla iletişimde olunan mecralarda hissedersiniz. "Nerelisin" sorusuna "Türkiye" diye karşılık verip sonuna "ama" diye ekleyenleri... "Sen hiç Türk'e benzemiyorsun" denildiğinde sanki kendilerine iltifat edilmiş gibi buna aşağılık kompleksiyle teşekkür ederek karşılık verenleri... Aslında kendilerinin, onlara ne kadar benzediğini ispat çabasına girenleri... Bir Türk bir şey rica ettiğinde veya ilgi gösterdiğinde burun kıvıran ama bir yabancıya şirin görünmek içinse çırpınanları... "Ya İtalyan, İspanyol, Yunan... Biz Akdenizliler aynıyız" gibi laflarla Türklerle ilgili cahilce kültür ve medeniyet tahlili yapanları biliyoruz. Aslında bu Batıcı, Beyaz, mandacı güruhun ezikçe hallerini sadece yurtdışında değil yurtiçinde de görüyoruz. Yurtdışında "Türk zannedilmemekle sevinen"lerin yurtiçinde de Türklükle çok alakaları bulunmuyor ne de olsa. "Beyaz Türkler" değil "Beyazlar" Düşünebiliyor musunuz Prof. Aziz Sancar Nobel aldığında ona mikrofon uzatanlar alakasız bir şekilde Aziz Hoca'nın aslında "Türk olmadığı"nı ispata girişmişler, Aziz Hoca'nın ısrarla "ben Türk'üm" demesiyle hüsrana uğramışlardı. Çünkü olumsuz bir şey varsa o Türk'e aittir, olumlu bir şeyse muhakkak Türk değildir! Aynı seviyedeki yabancılardan daha az itibar gören Türk sporcular, akademisyenler, yazarlar, sanatçılar... İngiliz edebiyatı, Alman edebiyatı, Fransız edebiyatı diye tanımlar yaparken Türk edebiyatı söz konusu olduğunda "yerli edebiyat" veya "Türkçe edebiyat" diye tanımlar yapan sol-liberal yayınevleri... Koca koca televizyon kanallarında "Türk milleti midesine bakar" veya "Türk milleti tembeldir" diye Türk karşıtı laflar edenler... Dedesinin göçmen olmasının sanki Türk olmamak manasına geldiğini umanlar... Burada kavramsal olarak dikkat etmemiz gereken bir nokta da şu: Bu öğrenilmiş çaresizliğin ve öz-nefret halinin zirvesini yaşayan "Beyazlar"ı "Beyaz Türkler" diye tanımlamak onlara hak etmedikleri ve rahatsız oldukları "Türk" sıfatını vermek anlamına geliyor. Cem Yılmaz ve Türkofobi meselemiz Daha önce bu tipolojiye çok değinmiştim. Bugün bu yazıyı okumanızın sebebi ise malum kitlenin büyük bir hevesle seyretmeye başladığı Cem Yılmaz'ın son gösterisinde kendilerine ayna tutulmuş olması. Cem Yılmaz "Türk zannedilmemekle sevinen" kitleyi öyle gözlemlerle karikatürize ediyor ki değme sosyologlara taş çıkaracak cinsten. İşte bu soğuk duş etkisiyle daha düne kadar Cem Yılmaz'ı yere göğe sığdıramayan malum Beyaz kitlede "ya Cem Yılmaz da eskisi kadar güldürmüyor" lafları edilmeye başlandı. Daha önce de yazmıştım. İslam düşmanlığının dünyadaki merkezlerinden biri maalesef çoğunluğunu