Milletin zekasına hakaret etmeye devam edecek misiniz

Geçtiğimiz günlerde bölücü terör örgütü, katiller sürüsü PKK'nın siyasetçi görünümlü mensupları ile onların bir grup destekçisi Kadıköy'ün göbeğinde terörist başı için sloganlar atıp, Türk polisine saldırmaya cüret etti. Maalesef uzun bir süredir bu tarz terör faaliyetleriyle muhatap olduğumuz için yaratması gerektiği kadar şaşkınlık yaratmasa da bu görüntüler yine de Türk milletinin önemli bir bölümünde büyük bir tepki yarattı. Neticede daha düne kadar on binlerce eve ateş düşüren; ilkelce, barbarca insan katleden bir terör örgütünün böyle sanki meşru bir grupmuş gibi ellerini kollarını sallayarak İstanbul'un göbeğinde bunları yapması yenilir yutulur değildi. Bu konuda Türkiye Cumhuriyeti Devleti demokratik bir hukuk devleti olmanın gereği olarak bu teröristlere gereken yaptırımları yapacak. Bundan şüphemiz yok. Ne de olsa bütün kamuoyu araştırmalarında en büyük sorunu "terör" olarak çıkan, her hafta şehirlerin göbeğinde bombaların patladığı Türkiye'nin bugün dünyanın en güvenli ülkelerinden biri haline gelmesi büyük bir mücadele sonucunda gerçekleşti. Ama burada üzerine düşeni yapanları değil yapmayanları ve hatta terör örgütüne ve siyasi şubesine "meşru" muamelesi yapanları konuşmak lazım. Mesela bu ve benzeri PKK eylemlerine sus pus olanları, hatta biraz daha fazlasını da konuşmak lazım. Doğrudan söyleyelim: Terör örgütünün siyasetçi kılığındaki mensuplarıyla gidip aynı Cumhurbaşkanı adayına oy verecek olanlardan bahsediyorum. Ne yapacaklarını nereden mi biliyorum Bunu hem saklamıyorlar hem de zaten aynısını 2019 yerel seçimlerinde yaptılar. Terör örgütü uzantısının eş başkanları, Kandil'deki terörist elebaşları ve tüm ideologları tüm güçleriyle davul zurna çalarak malum belediye başkan adaylarına oy vereceklerini ilan ettiler. Belediye kadrolarına sempatizanlarını yönlendirdiler. Sonrasında da kadınlar gününde, fidan dikiminde, çekilen halaylarda ve tiyatro olduğu iddia edilen bazı gösterilerde kol kola, omuz omuza poz vermeyi de ihmal etmediler. Peki, bütün bu açık ittifak yüzlerine vurulduğunda ne cevap geliyor dersiniz "Biz ittifak yapmıyoruz, onların seçmenleri oy vermek istediğinde, vermeyin mi diyelim!" İşte cevap bu. Ne kadar da ikna edici bir cevap, öyle değil mi! Seçim vaadi olarak içerideki eş bakanlarını çıkarmayı vaat eden; Türk ordusunun PKK'yı inlerinde bitirmek üzere yaptığı sınır ötesi operasyonların Meclis'e tezkeresi geldiğinde "hayır" oyu veren bir