"Kültürel iktidar"

Neden 'Batılı olmak' veya 'Avrupai olmak' bir övgü çeşididir Neden dünyada Müslüman olmak adeta açıklanması gereken bir kusurmuş gibi tartışılır Neden Türkiye'nin entelektüel, akademik ve ekonomik elitleri Batılılaşmışken; yeni kentli, taşralı, yoksul ve işçi kesimleri muhafazakar ve millî bir kültürel hayata tutunur Neden Türkiye'de edebiyattan sanata; medyadan akademyaya kadar kültürel elitlerin önemli bir kısmı kendi halkının kültür ve yaşam tarzına bu derece yabancılaşmıştır Neden milliyetçi ve muhafazakar çoğunluk akademisyen, müzisyen, edebiyatçı, sinema oyuncusu yetiştirmekte bu kadar zorlanır Neden az sayıdaki yetiştirdikleri de türlü engellerle karşılaşır Neden Türkiye'nin kültürel ve ekonomik elitleri Batı'ya gittiğinde büyük bir özgüven problemi yaşarken kendi ülkelerinde Batı'nın kültür elçileri olarak kendi halkına ve onun kültürüne, değerlerine hoyrat davranır Neden tarihinde hiç sömürge olmamakla övünen bir ülke olarak Türkiye kültür hayatını bağımsızlaştıramamış ve demokratikleştirememiştir Neden Türklere ve Müslümanlara dair olumlu durumlar itibarsızlaştırılır; olumsuzluklar abartılır ve bir tek Türkiye'de yaşanıyormuş gibi düşünülür Neden sağ-sol çatışmalarını konu alan filmler ve dizilerde solcular hep romantize edilirken, ülkücüler hep aşağılanır Neden muhafazakar milliyetçi kesimler büyük bir özgüven sorunu yaşamaktadır" Yaklaşık bir asırdan fazla süredir tartıştığımız, cevap aradığımız bu ve benzeri sorular bir kitabın arka kapağından. Yaklaşık üç yıl önce düşünmeye, tasarlamaya başladığımız, üzerine emek verdiğimiz bir akademik çalışmanın; "Kültürel İktidar" kitabımızın arka kapağından. On beş yazarın katkı verdiği, benim de editörü olduğum kitap bizim belki de bir asırdan fazladır bir şekilde tartıştığımız en önemli meselemizi konu ediniyor. Türkiye'de siyasal kimlikler ve mücadeleler aynı zamanda da kültürel kimlikler ve mücadelelerdir. Bunları ayırmak kolay değildir. Bizim ve başta Türk-İslam toplumları olmak üzere tüm Batı-dışı toplumların yaşadığı sorunların, verdikleri mücadelelerin birçoğu neticede kültür ve medeniyet meselesine gelip dayanmaktadır. Tarihsel olarak Batı medeniyeti haricînde en çok isminden söz ettiren İslam medeniyeti olmuş; bu medeniyete yüzyıllar boyunca Türkler öncülük etmiştir. Türk İmparatorluğu'nun zayıflaması, çökmesi sadece politik ve askerî bir travma yaratmamış belki de ondan daha kalıcı bir kültürel travma yaratmıştır. İşte bu kültürel travma sadece Batı ile MüslümanlarTürkler arasında bir çelişki yaratmamış ondan daha can alıcı bir şekilde Batı'nın Batı-dışı toplumlarda ve özellikle de Türkiye gibi Müslüman