"Ben orada Eren'i gerçekten gördüm"

Bir milleti millet yapan ortak değer ve anlam dünyaları, ortak kültür ve tarihleridir. Bu ortaklıkları inşa edenler ise büyük kahramanları ve büyük hikayeleridir. Büyük milletlerin büyük hikayeleri ve büyük kahramanları vardır. Yine büyük milletler bu hikayeleri en iyi şekilde kültürel alanlarda yeniden üretebilen, nesiller boyu ortak bir duygudaşlıkta içselleştirilmesini başarabilenlerdir. Bugüne kadar millî hikayelerimizi beyazperdede ne kadar ve nasıl anlatabildik tartışılır. Kendisini bir özne olarak inşa edip anlatamayanlar, tanımlayamayanlar başkaları tarafından anlatılmaya, tanımlanmaya ve dolayısıyla nesneleşmeye mahkûm kalırlar. İşte Türkiye iç ve dış politikadaki mandacı vesayet kabuğunu kırdıktan sonra sırada kültür hayatındaki vesayeti kırmanın, tarihine ve medeniyet potansiyeline yakışır bir özne olmanın vaktinin geldiğini biliyor. Bu da ancak millî değerlerin, tarihin ve hikayelerin nitelikli bir şekilde anlatılmasıyla mümkün olabiliyor. "BEN ORADA EREN'İ GERÇEKTEN GÖRDÜM" Mikrofonlara böyle diyordu Şehit Eren Bülbül'ün annesi Ayşe Bülbül. TRT'nin ortak yapımcısı olduğu "Kesişme: İyi ki Varsın Eren" filminin Beştepe'de yapılan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katıldığı galasında filmi ilk defa izlediğinde bu yorumu yapıyordu. Eren Bülbül Trabzon'un yoksul bir dağ köyünün babasını daha yeni kaybetmiş 15 yaşındaki yiğit bir evladıydı... Karadeniz'e sarkmak isteyen katiller sürüsü PKK'nın teröristlerinin yerini güvenlik güçlerine korkmadan, cesurca gösterirken şehit düştü. Onu korumak isterken şehit düşen bir başka büyük kahraman, 41 yaşındaki Hataylı Astsubay Ferhat Gedik de Eren'i bedeniyle korumak isterken vücuduna tam 41 tane mermi isabet etmişti. Eren Bülbül bütün o çocuk kalbi, masumiyeti ve cesaretiyle PKK terörüne meydan okuyan sivil bir sembol olarak kalp hafızalarımıza mühürlendi. İşte o yiğit çocuk terör örgütlerine, onun siyasi uzantılarına ve ittifak ortaklarına karşı Türkiye'nin millî bir sancağı olarak dalgalanıyor. Böyle sembollerin bir sancak gibi daha çok dalgalanması için nitelikli yapımlarla anlatılması, nesilden nesile aktarılması büyük bir önem taşıyor. Bu noktada da "Kesişme: İyi ki Varsın Eren" filmi Eren Bülbül ve Ferhat Gedik gibi iki kahramanın hikayelerinin Karadeniz'de kesişmesine giden süreci anlatan çok önemli bir yapım olarak ortaya çıkıyor. Toplamda 3 seneye varan bir çalışmanın ve 14 haftalık çekim sürecinin ürünü olan projede 150 kişilik teknik ekip, 1195 ana ve yardımcı oyuncu görev aldı. Çekimlerde 1 helikopter, 22 askeri araç, 54 sivil araç kullanıldı. Filmde 407 sahne, 1264