"Anadolu irfanı"

Dünyada son asrın karada yaşanmış en büyük depremleri ile boğuşuyoruz. Acımız ve kaybımız büyük. Bir yandan yas tutmaya bir yandan elden geldiği kadar yaraları sarmaya çalışıyoruz. Herkes bir şeyler yapmak için koşuşturuyor, çırpınıyor. Binlerce TIR yardımdan, büyük bağış kampanyalarına kadar Türk milletinin pek çok mensubu büyük bir dayanışma ruhuyla hareket ediyor. Elbette, milletçe tüm bu felaketlerle uğraşıp büyük bir imtihan verirken, milletimizin hiç değişmeyen imtihanı olan Türk ve İslam düşmanı örgütlü kötülüğün saldırıları, yalanları ve acımızın üzerinde tepinmesine karşı da mücadele veriyoruz. Neticede sadece dışımızdaki değil, içimizdeki karanlık odaklarla, hainlerle, insanlık düşmanlarıyla imtihanımız da yeni değil. Bu topraklarda bu imtihan 26 Ağustos 1071'den beri veriliyor. Ama bugün bu siyasetçi, gazeteci, oyuncu, sosyal medya trolü kılıklı insanlık düşmanlarından, örgütlü kötülükten bahsetmeyeceğim. Neticede bu imtihanlar nasiplenmesini bilenlere, insanların iyiliği için çalışma azmini ortaya çıkardığı gibi nasiplenmesini bilmeyen bu mandacı, "dahili bedbahlar"ın günlerdir sergilediği örgütlü kötülüğü de ortaya çıkarıyor. O nasipsizlerle mücadelemiz bitmeyecek. Lakin bugün büyük bir iyilik mücadelesi verenlerden bahsedeceğim. Mesela depremin ilk anından itibaren hem deprem bölgesine gidip arama-kurtarma çalışması yapan hem de daha ilk andan itibaren giyim mağazalarına, AVM'lere, marketlere koşup raflarda işe yarayan ne varsa satın alıp deprem bölgesine binlerce TIR'la gönderenlerden ve insanlar yardım için satın aldığından dolayı fiyatlarında indirime giden giyim firmalarından ne kadar söz etsek az... Öyle sahneler yaşandı ki her biri ile ilgili düzinelerce yazı yazsak yetmez... Bilhassa depremin ilk anından bölgeye koşan pek çok vakıf, dernek, STK'dan bahsetmek de gerek... Hiçbir söz, talimat, haber beklemeden hemen can kurtarmak, yaraları sarmak için koşanlar... İHH'dan Beşir Derneği'ne, Anda'dan Hayrat'a, Türkiye Diyanet Vakfı'ndan İmkan-Der ve Sadakataşı'na isimlerini sayamayacağım pek çok vakıf, dernek ve STK... Yine pek çok siyasi hareketin gençlik teşkilatlanmaları oradaydı... Ülkü Ocakları bizzat kendisi çadır imal etmeye ve bölgeye çok sayıda çadır temin etmeye, her depremzedenin yanına koşmaya başladı. AK Parti Gençlik Kolları yine her an her yere yetişmek için büyük bir azimle, özveriyle çalıştı. Alperen Ocakları'ndan, TGB ve Türkiye Komünist Partisi gençlik teşkilatlanmalarına kadar pek çok siyasi ve ideolojik hareketin gençliğini orada büyük bir dayanışma ruhu sergilerken görmek önemliydi. Yine Konya Büyükşehir Belediyesi'nden Keçiören ve Esenler gibi ilçe belediyelerine kadar depremzedelerimizin duacı olduğu birçok belediye de en başından