Beynimize çip takılmadı ama evlerimizi kuşattılar!

"Onlar, 'Andolsun, eğer Medine'ye dönersek, üstün olan, zayıf olanı oradan mutlaka çıkaracaktır' diyorlardı. Hâlbuki asıl üstünlük, ancak Allah'ın, Peygamberinin ve mü'minlerindir. Fakat münafıklar (bunu) bilmezler." (63-Münâfikûn 8) Allah Resulü (s.a.s.), Hicri 8. Yılında,10 bin Müslüman ile Mekke'nin Fethi için yola çıkmış ve Mekke'ye yakın Maruzzehran denilen bir yerde konaklamıştı. Geceleyin Müslümanların ihtişamını göstermek ve düşmana korku salmak adına 10 binlerce ateş yakılmıştı. Mekkelilerin lideri Ebu Süfyan, Müslümanların bu kadar askerle geldiklerini duyunca çok korkmuş ve onları daha yakından izlemek için teftişe çıkmış ve bu sırada bunu fark eden Müslüman askerler onu yakalamışlar. Ebu Süfyan'ın askerlerin elinde olduğunu gören Abbas (r.a) onu tanır, himayesine alarak zarar görmesin diye Resulullah'ın (s.a.s.) huzuruna getirir. Allah Resulü'nün çadırına geldikleri zaman, çadırın önünde Âiz ibn Amr isimli sahabe de içeriye girmek için nöbetçiden izin istemektedir. Nöbetçi, Efendimiz'in huzuruna girer ve şöyle haber verir: "Ya Resûlallah! Ebu Süfyan ile Âiz ibn Amr içeriye girmek için izin istiyorlar." Allah Resulü, o nöbetçiye hitaben ve altını çizerek şu uyarıda bulunur: "Ebu Süfyan ile Âiz ibn Amr değil, Âiz ibn Amr ile Ebu Süfyan izin istiyorlar, demelisin. Zira Müslüman, başkalarından