Küresel ekonominin stagflasyon korkusu

Merkez bankaları tarafından 'geçici' olacağı öne sürülen enflasyon inatçı ve kalıcı çıktı. Savaştan önce gelişmiş ülkeler için düşük ihtimal olarak görülen stagflasyon ihtimali arttı. Jeopolitik gerilim mevcut resmi değiştirdi Koronavirüse karşı aşılamanın hızla artması ve yeni varyantların insan sağlığını az tehdit ettiğinin ortaya çıkması sonrasında küresel ekonomi rahat bir nefes almıştı. Ancak, bu iyimser havanın dağılması çok uzun sürmedi. İlk darbe enflasyondan geldi. Merkez bankaları tarafından 'geçici' olacağı öne sürülen enflasyon inatçı ve kalıcı çıktı. Çözüm bekleyen denklem zaten zordu, savaş da adeta tüy dikti. Rusya'nın Ukrayna'yı işgal girişimi, bir taraftan yükselen emtia fiyatlarıyla enflasyonu körüklerken, bir taraftan da ekonomik büyümeyi baltalıyor. TAHMİNLER REVİZE EDİLDİ Savaştan önce yapılan analizlerde gelişmiş ülkeler için stagflasyon senaryoları konuşuluyordu. Ama düşük bir ihtimal olarak görülüyordu. Jeopolitik gerilim, resmi değiştirdi. Stagflasyon ihtimali arttı. Savaşın ardından uluslararası kurum ve kuruluşlar küresel ekonomiye dair büyüme tahminlerini aşağı yönlü, enflasyon tahminlerini ise yukarı yönlü revize ettiler. OECD, savaşın küresel ekonomik büyümeyi 1.08 puan aşağı çekeceği tahmininde bulundu. Dünya geneli için enflasyon beklentisi ise 2.47 puan yukarıya taşınmış durumda. Savaşın ekonomik külfeti AB için daha yüksek olacak. Özellikle enerjide Rusya'ya bağımlılığı yüksek olan Almanya'da bazı öncü göstergelerde bozulma emareleri görülmeye başladı bile. Büyüme ve enflasyon konusunda endişeli olan Almanya, bu yüzden Rusya'dan enerji alımlarının durulması girişimlerine karşı aşırı hevesli değil. Küresel ekonominin başında sadece savaş derdi yok. Çin, koronavirüse karşı 'sıfır vaka' politikasını sürdürüyor. Ekonomi açısından kritik öneme sahip şehirler karantinayla kapanıyor. Karantina şartlarında üretim yavaşlıyor, ürünler pahalılaşıyor. Çin'in bu tercihi de küresel ekonomik koşulları zorluyor. NE ŞAHİN NE GÜVERCİN Bu ortamda enflasyonla mücadele eden merkez bankaları, ekonomiye sert bir iniş yaptırmaktan çekiniyorlar. Ama enflasyon hedeflerinden fersah fersah uzaktalar. Enflasyonu tetikleyen tüm faktörler etki alanlarında olmasa da bir şekilde fiyat istikrarını yeniden sağlamak zorundalar. Bu doğrultuda birçok merkez bankası, para politikasını daraltıyor. Fed'in bu haftaki toplantısından 50 baz puanlık faiz artışı kararı geldi. ABD'de 2000 yılından beri tek seferde gerçekleşen en yüksek faiz artışı. Fed'den bu yıl en az iki defa daha 50 baz puanlık faiz artışı gelebilir. Fed Başkanı Jerome Powell, şimdilik 75 baz puanlık faiz artışının gündemlerinde olmadığını söyledi. Fed ayrıca 9 trilyon dolara dayanan bilançosunu küçültmek için 1 Haziran'da