Kardelenlerin İfakat Hemşiresi

İfakat Yavuz, 89 yaşında emekli hemşire. 60 yıllık meslek yaşamı boyunca dişinden tırnağından arttırdığı tüm birikimini önce Türk Eğitim Vakfı'na (TEV) bağışlamış. Daha sonra elinde kalan dairesini de Darüşşafaka'ya bağışlayarak vakfın Maltepe Rezidansı'nda yaşamaya başlamış. 19 yaşında ailesinden ayrılarak İstanbul'a gelen ve çalışırken okuma yazma öğrenip, diploma alan İfakat Hemşire'nin yaşamı boyunca verdiği en büyük mücadele kızların okuması için olmuş. Bu mücadelesine hâlâ devam eden Yavuz, anne babalara "Özellikle kızlar okusun" diye sesleniyor. İfakat Yavuz, 15 Aralık 1933 tarihinde Trabzon'un Vakfıkebir ilçesine bağlı Gökçe köyünde 7 çocuklu bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi. Çocukluğunun ve ilk gençlik yıllarının geçtiği köyünden aklında; derin yeşil ormanlar, sarp dağlar, sis, yağmur ve güneşin dışında bir okul resmi kaldı. İfakat Hanım belleğinde canlılığını hiç yitirmeyen bu resmin hikayesini şöyle anlatıyor:Fotoğraf: Selçuk ŞamiloğluOKUL İNŞAATINA KUM TAŞIDIM"Toplam 60 yıldan fazla çalıştım. Hastanelerde olduğu kadar evlere gidip baktığım hastalarım da oldu. Onlardan hayatı öğrendim. Hiç boş durmadım, kitap, roman, tarih okudum. Biriktirdiğim tüm parayı kapısından hiç giremediğim okullar için harcadım, sahip olduğum her şeyi eğitime bağışladım. Köyüme okul yapılırken henüz küçük bir çocuktum. Hayalim bu okulun açılması ve arkadaşlarımla birlikte sınıflarda, sıralarda oturmak öğretmenlerden ders dinlemekti. İşte bu hevesle küçücük bir kızken köyümün okulunun inşaatına sırtımda kum taşıdım. Ama o okula kız olduğum için beni göndermediler. Bu içimde bir uhde olarak kaldı. Okul çağlarımda, bir kalem, bir silgi bana nasip olmadı. İşte bu yüzden şimdi çocuklar ama özellikle de kız çocukları mutlaka okusun istiyorum."'KIZIM' DİYE BENİOKUTMADILARİfakat Yavuz inşaatına sırtında kum taşıdığı okula giden çocuklara imrenerek büyüdü.16 yaşında geçirdiği ağır romatizma hastalığı nedeniyle üç ay hastanede yattı. O dönem kendisine destek veren hemşirelerden çok etkilenerek, bu mesleği yapmayı kafasına koydu.İyileştikten sonra köyüne dönen Yavuz, okula giden erkek çocuklarını yanına çağırıp, "Ben okulunuz için dereden sırtımda kum taşıdım, siz de benim için mektup yazacaksınız" dedi. Böylece İstanbul'da hemşire olan halasının kızı ile mektuplaşmaya başladı. Daha sonra mektuplaştığı kuzenini ziyaret etmek için gemiyle İstanbul'a gelen İfakat Yavuz, bir daha da geri dönmedi. 19 yaşında okuma yazmayı kendi kendine öğrendikten sonra ilk ve ortaokulu dışarıdan bitirdi. İlk olarak Zeynep Kamil Hastanesi'nde hastabakıcılık yaptı. Ama aklı hemşirelikteydi. Zeynep Kamil'den sonra geçtiği İstanbul Samatya Hastanesi'nde yine hastabakıcı olarak çalışırken hemşire kuzeninin desteğiyle Şişli Terakki Yatılı Hemşirelik Okulu'na başladı.Hemşirelik yıllarında...KENDİ ADINI TAŞIYANOKUL YAPTIRDIÇok istediği hemşirelik eğitimini tamamladıktan sonra da Samatya Hastanesi'ne hemşire olarak atandı. 1964'te fizyoterapist olarak aynı hastanede çalışmaya devam etti. Hem hastane de hem de hastane dışında Türkiye'nin ileri gelen ailelerinin fizyoterapistliğini de yaptı. Yavuz, çalışmaya başladığı ilk günden itibaren sağlık ocağı yaptırmak hayaliyle para biriktirmeye başladı. Ama sonra fikrini okul yapmaktan yana değiştirdi. Çocukluğunda okula gidememenin yarattığı hayal kırıklığı ile bu adımı atan Yavuz, 2011'de Türk Eğitim Vakfı (TEV) ile Van depremi sonrasında kendi adını taşıyan okulu yaptırdı.ERKEK ÇOCUKLAR 2, KIZLAR 5 OKUSUNİfakat Hemşire, 24 derslik ve yaklaşık 1950 öğrenci kapasiteli okulun açılışında şöyle demişti: Hayatım köylü çocuğu olmaktan ibaretti. Bugünlere kadar gönlümde bu yavrucakları okullu görebilmeyi arzu ettim. Çünkü ben çok geç eğitime başladım. Köylü oluşumuz, büyüklerimizin bizi okutmayışı, 'Erkek çocukları okur, kız çocukları okumaz' anlayışı nedeniyle eğitime çok geç başladım. Ben burada diyorum ki, erkek çocukları 2, kız çocukları 5 okusun. Benden şifa bekleyen hastalarımın sayesinde elde ettiğim birikimimi bugünleri görebilmek için harcamaya karar verdim. Ben çok zor okudum. Dışarıdan okuyarak eğitime devam ettim. Bir okul, silgi, kalem bana nasip olmadı. Onun için okuyamadığım okula ve yetişecek çocuklara çok değer veriyorum ve bunu düşünerek bugünlere gelmeyi hayal ettim ve hayalim gerçekleşti."OKUL SIRASINDA HİÇ OTURMADIMİfakat Yavuz her ne kadar kendi gayretiyle okuma yazmayı öğrendiyse, ilk ve ortaöğrenimini dışarıdan bitirdiyse ve hemşirelik okulundan mezun olduysa da hayatı boyunca hiç gerçek bir okulun sıralarında