Umarım ABD, NATO problemini 1980'deki gibi halletmez!

Hep söylüyorum; Rusya-Ukrayna Savaşı'nı çıkaran da, bitmesini engelleyen de ABD'dir. Nitekim "Ukrayna'nın NATO'ya girmesi bizim için güvenlik problemidir" gerekçesiyle saldıran Rusya'yı, bin 350 km ortak sınırı olan Finlandiya'yı ve düşmansavunma diye bir derdi olmayan İsveç'i; 70 yıl sonra NATO üyesi yaparak çıldırtmak istiyor!Yani Amerika, kendi menfaatleri için Ukrayna'dan sonra bu iki devleti de "yem" olarak kullanıyor.Öte yandan ABD bu adımıyla Türkiye'yi de; "Kırk katır mı, kırk satır mı" çıkmazına soktu. Türkiye de doğal olarak, "Terör örgütü hamileri, 'güvenlik kurumu' olan NATO'ya giremez" dedi.Üstelik de Türkiye'nin, "Finlandiya ve İsveç, uluslararası anlaşmalar gereği teröristleri iade eder ve terör örgütlerine destekten vazgeçerlerse NATO'ya üye olabilirler" şeklindeki makul yaklaşımına, "yılanın başı" İsveç, Stockholm caddelerini "Kandil"e çevirerek ve teröristlerin toplantısına ev sahipliği yaparak cevap verdi!Ne gariptir ki, bu iki devleti en kısa sürede NATO üyesi yaparak Rusya'ya büyük bir darbe vurmak isteyen ABD ve Almanya gibi yandaşları, İsveç ve Finlandiya'ya "Teröristleri desteklemeyin" demek yerine, Türkiye'ye baskı yapmayı tercih etti.ABD Dışişleri Bakanı Blinken, "Çavuşoğlu ile görüştüm, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğini, 'en sonunda' halledeceğimizden eminim!" diyerek, "İstediğiniz kadar itiraz edin, sonunda mecburen kabul edeceksiniz" mesajı verdi.Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geri adım atmayız" dediğine göre ABD, bu çok önemli(!) meseleyi nasıl halledecekYUNANİSTAN'IN ÜYELİĞİNİ BÖYLE HALLETMİŞLERDİ!Bizim yaştakiler iyi hatırlar, 1980 öncesinde de aynı durum vardı.ABD, o dönemin "Rusya"sı olan SSCB'nin güçlü tehdidi sebebiyle Yunanistan'ın NATO'ya dönmesini istiyordu. Türkiye ise Ege'yi Yunan gölüne çevirmeye çalışan ve kaçak teröristlere kucak açan Yunanistan'a "Hayır" diyordu. ABD ise aynen şimdiki gibi Türkiye'nin haklı gerekçelerine hiç bakmadan; "Hallet" baskısı yapıyordu.Blinken'ın yaptığı gibi uzaktan telkinler(!) sonuç vermeyince ABD "yakın markaj" aşamasına geçmiş ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Christopher 10 Ocak 1980'de