Hamas saldırıları kimin işine yarayacak

Zulmün devletleşmiş hali olan İsrail belki de ilk defa bir "empati" yaşadı! "Hamas'ın saldırıları, İsrail'i tahrik etti" eleştirileri, bir "hoca"nın "Ayet-el Kürsî okumayın şeytanı kızdırırsınız" tavsiyesi kadar saçmadır. Ancak plânların başarısı, bitişteki isabetiyle ölçülür!

ABD medyası, Hamas'ın 7 Ekim saldırılarını, 11 Eylül'e benzetiyor. New York Times, "İsrail'in 11 Eylül'ü" derken, ABD'nin başlattığı "Haçlı Seferleri" gibi İsrail'in de "Siyonist Saldırılar" başlatacağını belirtiyor; daha ilk günden "Kara Harekatı"nı telaffuz ediyor! Benim ise, 11 Eylül'deki istihbarat zaaflarının(!) 7 Ekim'de de aynen tekrarlanması dikkatimi çekiyor.

Kimse, "Amerika veya İsrail yanılmazyenilmez" kompleksi yaşadığımı düşünmesin. Hiçbir zulüm baki kalmamıştır. Ekonomik ve teknolojik entrikalarla dünyayı sömürmek, "zeki" olmayı gösterebilir ama "akl-ı selim"in alameti, "sırat-ı müstakim"dir. Akılsız ve vicdansız zeka, şok hatalara gebedir.

Bütün dünyayı gözetleyen ABD'nin, Arizona'da aylarca eğitilen El-Kaide militanlarını ve saldırılarını fark etmemesi mümkün müdür Zaten 11 Eylül'ü izleyen 25 günde Afganistan gibi bir ülkeyi işgal etmek, saldırılar sonrasında; sıfırdan başlanarak gerçekleştirilebilecek bir operasyon değildir.

Dahası var... ABD, Taliban'a savaş açmıştı ama ne hikmetse Taliban'ın en büyük iki düşmanı olan Şah Mesud ve Burhaneddin Rabbani işgalden hemen önce "Batılı" yöntemlerle öldürülmüştü!

Dahası da var... Taliban'ı yok etmek için giden Amerika, 20 yıl sonra bütün Afganistan'ı Taliban'a teslim etmişti! Hatta DEAŞ gibi yeni bir örgüt üretmişti. Suriye'yi, PKK'ya teslim etmesini ise Türkiye engellemişti!

Şimdi kimse 11 Eylül saldırılarını; sonuçları üzerinden sorgulamıyor. Mahir Kaynak'ın, "Olay kimin işine yarıyorsa faili de odur" kriteri, 11 Eylül için uygulanmıyor. ABD'nin, 11 Eylül belgelerini neden hâlâ açıklamadığını kimse umursamıyor!

ÇİRKİN BİR 11 EYLÜL TAKLİDİ Mİ

ABD'nin, "terörle mücadele" bahanesiyle hedefe ulaşma taktiğini şimdi de "şeytanın beyni" uyguluyor!

MOSSAD, Hamas'ın büyük bir saldırıya hazırlandığını rapor etmiş ama İsrail hükümeti, tedbire gerek görmemiş! Peki bütün sensörleri kim devreden çıkarmış Öve öve bitiremedikleri "Demir Kubbe" delik deşik oluncaya kadar kim neyi beklemiş

Asıl büyük şüphe, İran'ın katkısıdır. Şiîliği kuran Abdullah bin Sebe, Yemenli bir Yahudi'dir. İran, İsrail'i en çok tehdit eden ama bu tehditleri üzerinden en çok destek veren devlettir. İsrail, bu kadar vahşileşmesini "İran tehdidi"ne borçludur! Hamas'a "Yürü" diyen İran, şimdi Gazze'ye bomba yağarken nerededir İran'ın, Hamas desteğinin; aslında "kime destek" olduğu uzun vadede görülecektir!