Hâlâ bu kadar "saf" olduğum için kendime çok kızdım!

"Kılıçdaroğlu Diyarbakır Anneleri ile görüşecek" açıklaması yapıldığında çok şaşırmış hatta Kemal Bey'i; medenî cesaretinden dolayı taktir etmiştim. Ve, "Demek ki Kılıçdaroğlu, HDP ile gerçekten demokratik bir işbirliği yaptığına inanıyor" diye düşünmüştüm. Çünkü HDP mağduru aileler nezdindeki faturası henüz Kılıçdaroğlu'nunki kadar kabarık olmayan Davutoğlu'nun bile o çadırda yaşadıklarını gördükten sonra çadıra gitmesi gerçekten ilginçti! Bu yüzden bu geziyi yakından takip etmiştim.Gerçi Kılıçdaroğlu Diyarbakır'a iner inmez soluğu HDP'li kadınların yanında almış, Demirtaş'ın babasıyla görüşmüş, yine enfeksiyonlu vaatlerde bulunmuştu ama bunları, yapacağı çadır ziyaretini dengelemek için yaptığını düşünmüştüm!Fakat merakla beklediğim ziyaret bir türlü gerçekleşmiyordu. Derken, ilerleyen saatlerde "CHP lideri Diyarbakır Annelerini ziyaret etti" açıklamasıyla servis edilen fotoğrafı görünce oyunu anlamış, Kılıçdaroğlu'nu hâlâ anlayamadığımı fark ederek kendime çok kızmıştım. Zira Kılıçdaroğlu HDP'nin önündeki çadıra gitmemiş, otelde yakaladığı iki kişiyle görüşmüştü. Hatta o kişiler de aslında "Otelde görüşelim" teklifini kabul etmemiş, "Çadıra gel" demişler. Ama o sırada çekilen fotoğraf, "Kılıçdaroğlu Diyarbakır Anneleri'nin dertlerini dinledi" diye servis edilmişti. Yani benim gibi saflıklarının kurbanı olmuşlardı! Cumhuriyet öncülüğündeki İttihatçı medya da bu "asparagas"ı, "Kılıçdaroğlu çadıra gitti" havasında yayınlayarak kumpası tamamlamışlardı!Rezalet ortaya çıkınca da, "İktidar yanlısı aileler tarafından provoke edebilir endişesiyle(!) gitmedi" yalanını yaymış, Kılıçdaroğlu'nu savunmak için mağdur aileleri "provokatör" yapmışlardı!Sonuç...CHP ve Kılıçdaroğlu, Diyarbakır Annelerine resmen kumpas kurmuştu. HDP'nin