Nerede olduğun değil, nasıl olduğun önemli

Geçen gece rüyamda, sarı bir yılanın denizde başıma doğru tırmanıp, yüzümü çerçevelemesine şaşırmıyorum.Eğer aynı hafta içinde bir mezuniyet, bir cenaze, bir düğün ve bir doğum günü varsa, bu rüyayı görürsün.Geçen iki haftam, bir duygular lunaparkı gibiydi.Birinden inip, diğerine bindim.Arada pamuk şeker aldım, hedefi vurup boyumdan büyük tavşanlar kazandım, sonra hızla aşağı çakıldım bir trenle.Susadım su yoktu.Kendimi, bir takside aldığım mesajla, adını duyup hiç görmediğim Kerim'in ölümüne ağlarken buldum.Kendimi, topuğu ben dans ettikçe çimleri delen bir ayakkabıyla, 'yoksa bahçemin eski şanı sebebi koparılan çiçekler' şarkısını söylerken buldum.Kendimi, ay ışığında, pullu elbisemle denizde yüzerken buldum.Kendimi, oğlumun ayak tabanındaki kesiği yapıştırmaya çalışan doktorun odasında, 'kaç gün sonra basabilir' diye sorarken buldum.Sonra onu kucağıma almış, bir avm'de hızlı hızlı yürürken, tek boynuzlu at balonu gördüm ve 'işte' dedim 'Çağla'nın 45. yaş gününde bayılacağı hediye'.Haberin DevamıHer olduğumuz yere kendimiz gitmiş olmuyoruz.Kendimizi bir yerlerde buluyoruz bazen.İşte o bulduğumuz yerde olabilmek büyük mesele.Ben gelmedim, burada buldum kendimi ve o halde buradayım.Bunu başardım bu haziran ben.Gerçekten başardım bunu.Kendimi bulduğum her yerde olabildim.Ağlarken de sus demedim, dans ederken de dur demedim, gece denizdeyken de çık demedim.Duyguları durdurmadan, yağmur gibi üzerime yağdırdım.Çünkü insanlar motosikletle yoldan çıkıp ölür.Çünkü insanlar üstün yeteneklerle mezun olur ve ne yapacaklarını bilemezler.Çünkü insanlar evlenir ve o törende hayatları boyunca