Annemle hamam sabahı

- Anne hamamagidelim mi- Hamama mı...- Hımm, gidelim mi- Olur, nereye (Nereden aklına geliyor benim kızımın bunlar)- Sultanahmet'e...- Kalabalık filan olur mu, çok sıcak olur mu- Her şey olur ve hiçbir şey olmaz. Hayatı çok kurcalamamak lazım, yaşamak lazım.- Tamam gidelim. (ah! benim bu maceracı kızım)- Anne ayrıca bu hamam işini ben hiç yoktan çıkarmadım, ayurveda detoksu yapıyorum ya, Ceren Hanım, "Gitseniz iyi olur, bedeniniz gibi cildiniz de nefes alsın, arınsın" dedi. Hani hep ılık ve az yiyorum, akşamları da tulsi çayı içiyorum ya, hepsi birbirinin parçasıymış.- Hangi gün- Çarşamba sabah 10'da.Çarşamba sabah 10'da annemle Sultanahmet meydanındaydık.Ayasofya'nın karşısında kadınlar hamamı yazan yazıyı takip edip, merdivenlerden indik.Sonra bir kapı açıldı ve biz 16. yüzyıla geri gittik. Haberin DevamıAnnemin çıkarken "Gerçek hayata dönmek istemiyorum" diyeceği kadar diyar gezdik. Erguvan kokusu, Türk sanat müziği, şerbet, tütsü, köpük, çıplak olmak, kil çamuruna bulanmak sonra kovalarca suyla arınmak... Hürrem olmak, bebek olmak, kadın olmak, kadın kadına olmak, ana kız olmak, doğduğum an... Hepsiyle teker teker selamlaştım. Bir şeylerle vedalaştım, bir şeylerle tanıştım. Derdi tasayı ayaklarımın altında nehir gibi akan suya bıraktım. Çocukken derlerdi, bir derdin olursa, lavaboda suya söyle, akıp gitsin. O misal...Meğer Sultanahmet'te bir hamamda bir taşa uzanıp, bir kubbeye bakarak "Esmerim güzelim tuti dillim, ben yanıyorum aman Allah çok seviyorum"u dinlerken şerbet içmek de varmış. İnsan günlerine böyle fiyonklar koymalı cicim. Günün fiyonku diyeceğim artık ben bunlara. Her güne lazım bir şaşırtma, bir güzel an, bir tebessüm...Metaverse ne tam