Bekçi köpeğini korumak

Hukuk siyasetin köpeği değildir ama demokratik bir ülkede özgür basın, kamuoyu haklarının bekçi köpeği olmalıdır. Bunu nereden mi çıkardım Yargıtay 3. Ceza Dairesinin Karşı Gazetesi Davası kararından. Şöyle anlatayım Yargıtay 3. Dairesi'nin Karşı Gazetesi'ne yönelik FETÖ davasında verilen hapis cezasını bozmasının üzerinden bir ay geçti. Ancak bozma kararındaki gerekçenin üzerinde yeterince durulmadı. Hukukçu ve fikirlerine çok değer verdiğim bir dostum karara atfen "Basın özgürlüğü geri dönüyor olabilir mi Umut etmek için erken olsa da, bu önemli bir karar" şeklinde bir mesaj atmasa, ben de bu iyi haberi gözden kaçırmış olacaktım. MANİFESTO GİBİ EMSAL Yargıtay 3. Ceza Dairesi, eski adıyla 16. Ceza Dairesi. Bu daire uzun zamandır ülkenin zor dönemlerden geçtiği gerçeğini göz ardı etmeyen ve fakat ceza hukukunun temel ilkelerinden taviz verme eğilimine karşı güçlü bir set oluşturan önemli kararlara imza atıyor. Bu nedenle kâh güvenlikçi yaklaşımı adaletin önüne koyanlar tarafından kâh hamaset ehli şahinlerden ağır eleştiriler alıyorlar. 2017 tarihinde ilk kez bir yargı kararında "FETÖPDY"nin bilinen, sıradan suç ya da terör örgütlerinden farkına, kendine özgü koşullarına dair bir farkındalık ortaya konmuştu. "Nihai amacı, devletin anayasal nizamını cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek olduğu anlaşılan FETÖPDY terör örgütünün başlangıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve toplumun büyük bir kesimince böyle algılanması, amaca ulaşmak için her yolu mübah gören fakat sözde meşruiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimi vermek için yeterli güce ulaşıncaya kadar alenen kriminalize olmamaya özen göstermesi gerçeği göze alındığında" ifadeleriyle, yine 16. Ceza Dairesi, adının 'cemaat' olduğu dönemde bu örgütün sohbetlerine katılan, gazetelerine abone olan sempatizanları açısından "suç işleme amacıyla kurulmuş bir örgüte üye olma bilgisinin ve iradesinin kendiliğinden varsayılamayacağı" kriterini getirmişti. Dini sohbete katılım, gazete aboneliği gibi edimleri terör örgütüyle emir talimat ilişkisini içeren organik bağın delili saymadı. Hakan Ö. muhtemelen görevine iade edilmedi ama söz konusu karar sayesinde o ve benzeri durumda olan binlerce insan cezaevinde yıllarca kalmalarını engelleyecek bir emsale kavuşmuş oldular. Yeni adıyla Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin Karşı Gazetesi Davasına ilişkin kararı ise, basın özgürlüğü ve bu özgürlüğün sınırlarıyla ilgili bir emsal oluşturuyor. Kararın gerekçe kısmında yer alan bazı bölümler basın ve demokrasi arasındaki bağın hukuk devletindeki vazgeçilmezliği üzerine manifest bir metin olma hüviyetine sahip. BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN TEPESİNDE SALLANAN KILIÇ: TERÖR ÖRGÜTÜNE YARDIM SUÇLAMASI Bozma kararının temel nedeni, dairenin gerekçede kullandığı şu cümlede var: "Yardım suçunun oluşabilmesi için, suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte bilerek ve isteyerek yardım edilmiş olması gerekir". "Başka bir ifadeyle, yardım fiilinin örgütün suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüt olduğu bilinerek gerçekleştirilmiş olması gerekir. Fıkra metninde geçen 'bilerek' ibaresi doğrudan kastı ifade eder, bu suç olası kastla işlenemez. Doğrudan örgüte değil de örgüt mensuplarına yardım edilmesi halinde, yardım edilen kişilerin suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüt mensubu olduklarının da bilinmesi gerekmektedir. Örgüte yardım suçunda manevi unsurun oluşması için genel kast yeterli değildir. Bu suç özel kast (saik) ile işlenen bir suçtur. Fail örgütün amacını gerçekleştirmesine katkı sağlamak kastı ile hareket etmelidir. Bu kastın açıkça belirlenmesi gereklidir. Bir hakkın kullanılması hukuka uygunluk nedeni olup, sınırları içinde kullanılan basın özgürlüğü de bu haklardandır. Nitekim basın yasasında; 'Basın özgürdür. Bu özgürlük; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerir.' şeklinde ifade edilmiştir. " Daire AİHM'e de atıf yapmış. Yazının başlığını 'bekçi köpeği' koymamın hikmeti de bu satırlarda. "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine göre; basının 'kamuoyunun bekçi köpeği' rolü demokrasinin siyasi işleyişi için yaşamsal önemdedir. Basın ve soruşturmacı gazetecilik, hükümetin siyasi kararlarını, eylemlerini ve ihmallerini sıkı bir denetime tabi tutarak ve vatandaşların karar alma sürecine katılmasını kolaylaştırarak demokrasinin sağlıklı bir şekilde işlemesini güvence altına almaktadır. Basının sahip olduğu, demokrasiyi güçlendiren böyle bir işlem, halkın, tartışmalı siyasi konularda da, kamuoyunu ilgilendiren bilgi ve fikirleri alma hakkıyla birlikte gündeme geldiğinde özel bir önem kazanır. Basın, halkın siyasal liderlerin düşünceleri ve tavırları hakkında bir görüş edinilmesi ve oluşturulabilmesi için en uygun yollardan biridir. Ancak hiçbir hak sınırsız değildir. Diğer haklarda olduğu gibi, Anayasamız ve İnsan Hakları Sözleşmesinde ile Basın Yasasında; ifade ve basın özgürlüğünü sınırlayıcı meşru nedenlere yer verilmiştir. Bunlar; ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün, kamu güvenliğinin korunması, düzensizliğin ve suç işlemenin