Sahip olduğumuz nimetler ve şükür

İnsanoğlu, yaratanın verdiği nimetleri saymakla bitiremez. Nimetlerin kadrini bilip şükretmek kulluğa yakışan bir vefadır.İstikametli ve doğru yolda gitmek feraset ve cesaret gerektirir. Yanlışta adımlamak cahillik ve hüsrandır. Nurlu yol seferi, tevekkül ve teslimiyetle mümkündür. Din bir imtihandır. Nimetlerin idraki ve şuuru herkese nasip olmayan ilâhî bir mazhariyettir. Meselâ, güzel konuşmak bir nimettir. O güzelliği duymayı nasip eden Allah'a teslimiyet de ayrı bir nimettir. O ses söyleyenin değil, duymak da senin değil! Duyulan ses bizim değil. Aldığımız nefes bizim değil. Ama bütün bu hakikatleri örten bir "ülfet ve gaflet" belâsı bizimle. Gerçek mülkün sahibinden uzak olmak, ne büyük gaflet! Her an mülk sahibinin bunları alabileceğinden şuursuz bir hayat, ne acı! Gırtlaktaki bir tümörle anında kaybedilecek bir ses bizim olamaz. O'nun izni olmadan kelimeleri değil, adını bile söyleyemezsin. Sana düşen sadece şükretmek! Herkese nasip olmayan nimetlerin farkında olmak, başka bir bahtiyarlık. "Bismillah!" demek bile O'nun iradesi ve rızasıyla... Söyleten, dilediğine gayreti veren, dilemediğine vermeyen yine O! Vermek dilediğine, istemeyi veren de O! Hayat ve insaniyet, zulüm ve karalıkların değil; adaletin, Hak'kın, şefkat, merhamet, hayır ve hasenatın kendisidir. Hakka ait olmayan şeylerin boş ve olduğunu anlamak büyük bir nimet. Nimete isyan, kadere isyandır. Emre uymamak, uyarıları duymamak, hayırlı olmayanları hesaba katmadan yalnızca istemek tam bir gaflettir. Sınırsız doyumsuzluk manevi bir musibettir. En büyük musibet de zaten manevî musibettir. Akla gelen her şeyi istemek, hislere mağlup arzuların esiri olmak ayrı bir musibet ve şükürsüzlüktür. Beni ve benliği ortadan kaldırmak, semereli ve şuurlu bir şükürdür. Sahip olduğumuz bütün organların güzelliğinin, sağlık nimetinin farkında olmak ne büyük bir şükürdür. Bir emek vermeden elde ettiğimiz sıfatların güzelliğini idrak etmek de ayrı bir şükürdür. Emeksiz övünmek boş bir tesellidir. Bir nezle, griple yatağa düşenin, gurur ve övünmeye hakkı olamaz. Bir gecede akıl ve imanın kaybedilebildiği ahir zamandayız. Bir "an"ların çok şeyleri götürdüğü helâket-felâket