İman nimetinin kıymeti

İnsanlığın varoluşuyla ortaya çıkan, "iman-küfür" mücadelesi kıyamete kadar da devam edecek.

Bediüzzaman bunu veciz bir şekilde, "Ene'nin bir vechini nübüvvet tutmuş gidiyor; diğer vechini felsefe tutmuş geliyor" şekilde açıklıyor. Risale-i Nurdan aldığımız dersle bu meselenin özüne kısaca değinelim.

İMAN YOLU VE NETİCELERİ

İMAN:

1. Beşere hem saadet-i hayat-ı dünyeviyesini, hem saadet-i hayat-ı uhreviyesini kazandırır.

2. Bir mânevî tûba-i Cennet çekirdeğini taşır.

3. Bütün eşya arasında hakikî bir uhuvveti, irtibatı, ittisali ve ittihad rabıtalarını tesis eder.

4. Bütün mülkü Mâlik-ül Mülk'e teslim eder. Rubûbiyyet ve Ulûhiyyetinde şerik ve nazîri yoktur der.

5. Ehl-i imana çok ünsiyetli, sürurlu, nurlu bir hakikat keşfedip ispat eder.

6. Hadd-i evsatı (orta yolu) gösterip, ifrat ve tefriti kırarak felsefe-i şeriatla belâgat ve mantıkla hikmettir der.

7. Hakikî bütün elemin dalâlette, bütün lezzetin imanda olduğu inancını yerleştirir.

8. Hamiyet-i İslâmiyenin, en kuvvetli, metin ve arştan gelmiş bir zincir-i nuranî olduğunu öğretir.

9. Hazır medeniyet harikaları, insanlığa bir Rabbani nimet olduğu için, hakikî bir şükrü hatırlatır.

10. Kâinat kitabının manasını anlattırıp, Halıkını tanıttırır.

11. Kalb ve kafalarda daimî bir mânevî yasakçı olarak, fena meyil, his, nefsin arzularına "'yasak!" koyar.

12. Kur'ân-ı Hakîm'in irşadıyla, şu kâinattaki, Allah'ın, zât ve sıfât ve esmâ-i İlâhiyesini okutturur.

13. Ölümü idâm-ı ebediden çıkarıp âlem-i nura bir terhis tezkeresi gösterir.

Sıdktır, doğruluktur.

15. Toplum hayatı ve dünya saadetinin şeriat-ı İslâmiye ile olabileceğini, aksi takdirde, adaletin mahv, emniyetin yok olacağını, ahlâksızlık, pis huyların galip gelerek, işin yalancı ve dalkavukların elinde kalacağını ihtar edip haber verir.

Felsefenin yolu, Nemrudları, Firavunları âliheleri yetiştiren; eski Mısır, Babil ve Yunan kafasıyla putları öne çıkaran bir tabii bataklıktır.

FELSEFE YOLU VE NETİCELERİ

FELSEFE:

1. Avrupa düsturlarıyla: Kur'an, iman ve İslâmiyetin hakikî kıymetlerini gösterip onlara yetişemez.

2. Hakikatin yolunu şaşırmış, mevcudâta mevcudât için bakar."

3. İnsanları hevesât ve sefâhete sevk edip ömrü faydasız hale getirir.