Rusya ve İran'la birlikte Amerika'ya 'defol' mu dedik

Astana Zirvesi'nden evvel Çarşamba yazımızı hem Ortadoğu'daki hem Avrupa'daki gelişmelerin Doğu-Batı ilişkileri özelinde geldiği son durum üzerine kurup, şöyle bağlamıştık; " Dünyanın hali bu iken.. Zirveden çıkacakların büyük resme de bir şeyler söylemesi gerekmiyor mu"Bizde merak, Suriye'ye yönelik müstakbel harekâta İran ve Rusya'nın ne diyeceğine odaklanıyordu. Önemli bir başlıktı ama 'en kötü senaryo' olan karşı çıkmaları halinde dahi Türkiye bunu yapacak askerî ve politik güce sahiptiNitekim zirvede bu olasılığın hoşlarına gitmediğini söylediler ama itirazlarını öteye götürmediler. Kaldı ki, ABD de karşı ama Rus ve İran itirazlarının niteliği ondan farklı. Mesele de bu zaten.Bu haliyle Ankara-ABD, Rusya ve İran'a rağmen-harekâtı gündeminde tutmaya devam ediyorPeki Zamanlaması, şartları müsait 'Büyük Resim'in seyir defterine ek yapıldı mıHem de nasıl; Ankara-Moskova-Tahran hep birlikte, Amerika'ya, Suriye'den 'çık git' dedi. Üstelik konu Suriye olduğu için Fırat'ın doğusu ile ilgili olmakla beraber, müstakil de sayılmayabilir. Hissediyoruz ki, bu üç büyük ülke, ABD'nin tüm Ortadoğu'daki varlığından rahatsızBu hem yeni hem büyük hem ABD'yi son derece rahatsız edecek bir duruş. İyi anlaşılması gerekiyorÜç ülke de, bölgede 'öz-yönetim', 'Özerk Yönetim' olarak şekillendirilmeye çalışan, ucunun varacağı yer ayan-beyan ortada yapılanmaya karşı olduklarını imza altına aldılar; "Terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü girişimi reddediyoruz"!..Ortak açıklama, bu yönde bir seri maddeyi resmen dillendiriyor ve hepsinin odağında da ABD bulunuyor. Petrol gelirlerinin gittiği adresler, sadece belli alanlara uygulanan belli alanları muaf tutan yaptırım kararları, komşuların sınırlarını tehdit eden ayrılıkçı politikalara ilişkin cümleler hep aynı adresi gösteriyorEsasen, resmi metni de aşarak toplantı sonrası üç ülke liderinin ayrı ayrı yaptığı aynı açıklamalar da tartışmaya yer bırakmıyor. Hem Putin hem Reisi'yle birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan da, "Amerika orayı terk etmek durumunda" cümlesini kurmuş bulunuyorWashington, "durumunda" yı "zorunda" olarak okumalıdır!..Amerika köpürüyordur. Bir ihtimal, Türkiye'yi ayrı tutarak Rusya-İran işbirliğine saldıracaktır. Ama Ankara ABD'yi ayrı tutmuyor!..Dohuk'ta ne yaşandıBu iftiranın üzerine konuşmayı, yazmayı dahi zül saymak gerekiyor. Ancak arkasını anlamak zorundayız, çünkü olay ciddi anomali gösteriyorNe Türkiye devleti ne de halkı, masum sivillere zarar verilmesini kabul etmez. Bunu yapmaktansa kendisine risk yaratan anlarda dahi fedakârlık göstermiştir. Nitekim bugüne kadar gerçekleştirilen sayısız askeriistihbari operasyonlarda en kara düşmanlar dahi 'sivillere yönelik yanlışlarla' Türkiye'yi suçlayamadılar. Ankara'nın böyle bir sicili hiç olmadıAnkara, uluslararası hukuka, 'insani değerlere' hep hassasiyet gösterdi. On yıllar boyunca onlarca ülkede sivil, yaşlı, bebek, kadın yüzbinlerce insanı katledenlerin insan hakları konusunda Türkiye'ye çamur atma politikaları da ortadaDışişleri ve TSK da zaten böyle bir saldırının gerçekleşmediğini söyledi, mesele kapandı. Tabii bizim açımızdanBir 'olağan şüpheliler' listesi çıkarmakta fayda varBir, Bağdat yönetiminin daha ne olduğu bile anlaşılmadan Ankara'ya saldırması garip! Irak'ın yakın zamanda güvenlik konularında gösterdiği ilgiye ters. İki, Tuhaf olan bir başka şey de zamanlama; Astana Zirvesi'nden çıkan, Rusya-Türkiye-İran'ın, 'ABD'yi burada istemiyoruz' açıklamasıyla geliyor olay.