Alaca karanlığın gölgeleri

İsrail sorunu ve Gazze trajedisi doğal olarak en başta yer aldığı için tuhaf gelişmelere çok bakamıyoruzMesela, ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Asya İşleri Müsteşarı James O'Brien'ın Azerbaycan ve Ermenistan'ın ilişkileri barışçıl yollarla sürdürmemesi durumunda, Türkiye'ye de ulaşacak ticaret yolunu, "önlemek için her türlü aracı kullanırız. Taraflara ne görmeyi umduğumuzu ve aksi takdirde olacaklar hakkında açık konuştuk" açıklamasıTürkçesi, "payımızı istiyoruz, olmazsa size de yâr etmeyiz"dir.Veya, Biden ve bir çokları tarafından İsrail-Gazze savaşının nedeni olarak gösterilen, "Hindistan-Körfez-İsrail-Avrupa" koridoru projesinin S. Arabistan tarafından onaylanması gibiYa da, ülkede ve savunma harcamalarında yolsuzluk almış başını giderken, Zelensky'nin 75 milyon dolarlık iki yatının olduğunun, Batı basını üzerindeki Kiev ambargosu kaldırılarak verilmeye başlanması, İstihbarat Başkanı'nın eşinin zehirlenmesi, AB'nin Ukrayna'ya söz verdiği 1 milyon top mermisinin ancak 300 binini verebileceğini duyurması, nihayet Zelensky'nin, 'Kırım bir tarafa, Donbass'ı da geri almak zor olabilir' açıklamalarının hangi yeni planı işaret ettiği gibiYILMAZ ÖZDİL VE SEDAT ERGİN F-35 PİLOTU OLMUŞLAR29 Kasım'da Hürriyet'teki köşesinde Sedat Ergin 'karışık' bir yazı kaleme aldıAma kendi kafa karışıklığının tezahürü olduğunu sanmıyorumKonu, F-35 savaş uçakları ve Savunma Bakanı Sayın Güler'in TBMM komisyonunda, bütçe görüşmeleri vesilesiyle yaptığı açıklamalarŞöyle demişti; "Bu F-35 konusu hakikaten Türkiye'de oturup düşünmemiz gereken bir konu. Şu anda Amerika'da dahi F-35'lerin çoğunun uçuşu kesilmiş durumda. İsrail, F-35'lerini uçuramıyor ve bu konuda sürekli Amerika'ya saldırıyor. Avrupa'daki birçok ülkede de çözülemeyen aksaklıklar var. Benim şahsi görüşüm şu; kesinlikle alma taraftarı değilim"Ergin mealen diyor ki, "hâlâ düşünülmesi gerekiyorsa demek kapı tamamen kapanmamış". İki, "bu cümleler Savunma Bakanı'nın ağzından çıkıyor ama 'şahsi görüşüm' diyor. "Bu da yine dosyanın kapanmadığı izlenimi veriyor"Yazının burada kadar ki bölümü okurda, "Bunlar bakanın şahsi görüşleri ve tartışma sürüyor ise, karşısındaki görüşlerin sahibi kimkimler" şeklinde kılçıklı bir intiba uyandırıyorDevamında da, işlerin bu noktaya gelmesine kadar ki süreç anlatılıyor. S-400 konusu, F-35 programından çıkarılmamız, bir grup kamu ve özel sektör şirketinin uçağın yüzlerce parçasını üretmeyi üstlenmesinden sonra düştükleri durum, edineceğimiz teknolojik becerilerin yitirilmesi, ABD'nin 6 F-35 uçağı ve paranın üzerine yatması, vb. Sonunda da, Yunanistan'ın F-35 edinmesi ile ilgili kıyas yapıp meseleyi bağlıyor.Tamamı, F-35'lerin kaybına vahlanmadırYılmaz Özdil de 21 Kasım'da bir YouTube kanalında, uzun uzun yukarıda özetlediğimiz bu metnin aynısını kendi üslubu ile tekrarlıyor. Başında Osmanlı döneminden tarihi girizgâh var, gerisi aynı.İçerik ve nizam açısından neredeyse aynı elden çıkmış gibiler. Özdil de vahlanıyor. Sadece daha ateşli o kadarBu ortak vahlanma halinin nereden ve neden şimdi geldiğini merak ediyoruz Tabi, F-35 anlaşmasının bozulmasının altında Batı'yla ilişkilerin kaymış olmasının hüznü de hissediliyor. İkisi de uzun uzun F-35 anlatırken, uçağın problemleri içinde asıl hayati sorun olarak ortaya çıkan, "ABD'den izni olmadan hareket edememesine" hiç değinmiyorlarTürkiye'nin tüm kararları yanlış olsa bile-ki değil-bunun uluslararası hukuk kuralları ve egemenlik haklarının içinde olduğunu, tersine, ABD'nin tutumunun ise tamamen hukuk dışı ve terbiyesizlik derecesinde düşmanlık olduğu ise hiç yok. ABD bu örnekte hırsızdır. 'Hırsızın hiç mi suçu yok', sormuyorlarBakalım bu süreçte başka hangi kalemlerden hangi programlardan yeni nesil vahlanmalar