Umutsuz insanlar ülkesi Türkiye

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ekim ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Ekim ayında; Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) aylık bazda 3.4 oranında artarken, yıllık enflasyon 85.51'e yükseldi. Yurt İçi Üretici Fiyatları (ÜFE) ekim ayında 7.83 oranında artarken, yıllık ÜFE 157.69'a yükseldi. Bu sonuç, üreticilerin artan maliyetlerinin tamamını henüz maliyetlerine yansıtmadığını gösteriyor.TÜFE ile ÜFE arasındaki fark 2021 yılının Ocak ayından bu yana her ay ciddi bir şekilde farklılık gösteriyor. Bu durum, TÜİK'in açıkladığı verilerin tutarlı ve gerçeği yansıtıp yansıtmadığı konusunda ciddi soru işaretleri yaratsa da, ülkede yaşayan ve enflasyonu iliklerine kadar hisseden nüfusun önemli bir bölümü, artık bu sonuçlarla ilgilenmiyor. Onlar kendi enflasyonlarını çok iyi biliyorlar.ENFLASYONUN SONUÇLARIEnflasyon, çok uzun yıllar boyunca bizim sorunumuzdu, şimdi ise neredeyse bütün dünyanın sorunu. Tek fark, yine en yüksek enflasyon oranı bizde.Bizim yaşadığımız yüksek enflasyon; gelirler ile fiyatlar arasındaki makasın çok açıldığı, bunun sonucu olarak da satın alma gücünün düştüğü bir durumu ifade etmektedir. Geçen yıl Almanya'da enflasyon oranının 2.5 oranında artması nedeniyle, Almanların enflasyon ortamında nasıl hareket etmeleri gerektiğine ilişkin özel kurslara gitmeye başlamaları, hafızamızda tazeliğini koruyor.Enflasyon, mal ve hizmet fiyatlarının genelinde yaşanan ve sürekli olan bir artışı ifade eder. Ülkemizde, enflasyona bağlı olarak;- Ekonomi yönetimine güven duyulmadığı için; önceden başlayan Türk Lirası'ndan kaçış, enflasyon ile birlikte hızlandı. Dolarizasyon 73 gibi tarihi bir orana çıktı. Kur Korumalı Mevduat enstrümanı, dolarizasyonu engellemek için icat edildi. Şu ana kadar ülkeye maliyeti 200 milyarı bulmasına rağmen, uygulama 31.12.2023'e uzatıldı. Bu uygulamanın maliyetinin önemli bir kısmının 85 milyon vatandaştan toplanan vergilerle finanse edilmesi, yoksuldan alıp zengine vermenin çok görkemli bir örneği oldu.- Politika faizi düşük tutuldu ama kredi faizleri yükseldi. Krediye erişim zorlaştı.- Gelir dağılımındaki adaletsizlik; en üst grupta yer alan ve nüfusun 10'unu oluşturan 8.5 milyon kişinin, yaratılan gelirin 67'sini aldığı bir sonuç doğurdu.- Satın alma gücünün aşırı düşmesi, orta gelir grubunu da yok etti.- Devletin sosyal yardım yaptığı aile sayısı 7.2 milyona çıktı.- Nüfusun çok büyük bir bölümünü oluşturan dar gelirliler, bırakın ev alma hayalini araba alma hayali bile kuramıyorlar.- Enflasyon, hayal bile