O yâr idi Yâr'a gitti

Mekânı cennet olsun. Allah, nur içerisinde yatırsın. Salihler ile yaşadı, salihler ile haşrolsun. Mustafa (Karahasanoğlu) ağabeyi MSP Beyoğlu teşkilatındaki yıllarından tanıyorum. O ise beni 1979 Mart'ında tanıdı. Erzincan'da devlet memuruydum. İstifa edip tekrar İstanbul'a dönmeye karar verdim. Gelirken şehrin din büyüklerinden Abdurrahim (Reyhan) Efendi'yi ziyaret edip hayır duasını almak istemiştim. Ziyaretimde istifa ettiğimi ve İstanbul'a döneceğimi öğrenince, yapacağım bir işin olup olmadığını sordu; ben de olmadığını söyledim ve "Efendim, Allah Kerim" dedim. Hoca Efendi bana, "Elbette Allah Kerim. O'na güvenen yolda kalmaz" dedikten sonra, "Eğer darda kalırsan Mazhar Gürgen (Bayatlı) beyi bul ve benim selamımı söyle" dedi. Elini öpüp ayrıldım. Ertesi gün de İstanbul'a döndüm. Bir iki iş denedim ama olmadı. Aklıma Hoca Efendi'nin tembihi geldi. Sorup soruşturdum, Mazhar Bey (nur içinde yatsın) Kapalıçarşı'da kuyumculuk yapıyormuş. Kendisini bularak Hoca Efendi'nin selamını söyledim ve "İhtiyacın olursa Mazhar Bey'i bul" dediğini belirttim. Hoca Efendi'nin nasıl olduğunu sorunca