Yıl 2022 aylardan haziran yoktur bizde aç kalan falan

"KARNI TOK, SIRTI PEK" DİYEN DEMİREL'DEN BU GÜNLERE"Şimdi birileri çıkıp 'Aç kaldık" diyor. Vicdansızlık yapmayın. Ne aç kaldın Aç kalan falan yok." AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın 27 Mayıs 2022 tarihli medya sitelerinde yayınlanan konuşmasından aldım bu cümleleri. Genelde hepsi başlık gibi kullanmışlar. Sayın Erdoğan'a karşılık veren siyasilerin ve sosyal medya kullanıcılarının cevaplarında nefes almamızı kolaylaştıracak bir espri, bir mizah unsuru arayanlar, Pazar artıklarını karıştıran insanlarımızın resimlerini gördüler bol bol. "Kalan" kelimesine "falan" kelimesini kafiye yaparak iddiasını güçlendirmeye çalışan Sayın Erdoğan'a, ortağınız Sayın Bahçeli "Askıda ekmek projesi"yle ittifakınıza "Hayır" yolu göstereli iki yıl oldu. Sayın Bahçeli kimlere ulaşmasını istiyordu o ekmeklerin Gibi soruları Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'a biz sormayacağız. pushfn('ads'); Fakat Dünya Tütünsüz Günü dolayısıyla davetli gençlikle yaptığı sohbetten yansıyan ve siyaseten cevaba uygun bulunan bir itiraz cümlesini alacağız. "Aç, sefil geziyor ama onu almaktan geri durmuyor." "Aç" kelimesini biliyoruz, daha önce girmişti siyaset literatürümüze. "Sefil" kelimesini nasıl bir manada kullanacağımız ise henüz netleşmiş değil. Sayın Erdoğan'ın, alkollü içecekleri alanları eski, yıpranmış ve kullanımdan kalkma yoluna düşmüş bu kelimeyle ifadesi, akıllarda çok sorular oluşturacaktır. Zira "Sefiller" gibi romanları hiç olmadı bu milletin, fakir olsak da... (Sayın Erdoğan'ın "Bu fakir" hitapları hatırlansın burada.) "Aç kalan falan yok" diyen Sayın Erdoğan ile "Aç, sefil geziyor ama..." diyen Sayın Erdoğan arasında üç tam günlük fark var, gibi bir cümlenin esprisini oturtmak için yazmadık bu yazımızı. Sakalsız olmasına rağmen belki sözü dinlenir hesabıyla ak sakallılara başkan yapılan Sayın Binali Yıldırım'ın bir TV kanalında "AKP'den önce Tekirdağ'da 2 rakı fabrikası vardı, şimdi 18 tane var" tespitini, sekiz yıl oldu diye paylaşırken insanlar, AKP ve alkol ilişkisi üzerine bir tez peşinde de değiliz. pushfn('ads'); Ülkemizin yirmi yılına "Lök" gibi çökmüş bir AKP'nin bu zamanlarına "Aç, açlık, sefil" gibi kelimelerin damga vurması ve tartışmaların odağı olması kimin hayali idi ve bu haller neden içimizi az acıtıyor Böyle sorulardır bizim peşinde olduğumuz. Kaybettiği bir seçimden sonra, benzer bir içeriği, konuk olduğu bir TV kanalında zatını öne çıkararak anlatan ve olayın "Neşe"sini paylaşan bir Recep Tayyip Erdoğan hatıramız da var bizim. Beyoğlu Belediye Başkanlığı seçimini kaybettiğinde, parti binasının önünde toplanan taraftarlarını, seçim sonucu adil olmadığından kabulde zorluk çekiyorum, cümlesi ile yatıştırırken, karşı kaldırımda demlenen semtten bir tanıdığının "Üzülme Başkan" gibi bir hitapla seslendiğini gülümseyerek nakletmişti. Bir başka konuşmasında Sayın Erdoğan, "Aç, sefil geziyor" tanımıyla bir kenarda tuttuğu insanlarımız için yirmi yıllık iktidarında neler yaptığını anlatırsa, onu da yazmak isteriz. MADEM ÖYLE İŞTE BÖYLE SİSTEMİBu yazı bir cevap değil, bir analiz yazısıdır. "Altılı Masa"yı oluşturan muhalefet partisi liderlerinin istişare toplantılarını kalemine dolamaya çalışan, yandaş medya sınıfının "Sultanili" olanının iddiaları ve itirazları malzememizdir. Beyoğlu'nda okumuşluğundan kalan "figüran" tanıma kabiliyetini öne çıkararak yazısına başayan son umut usta yazarın Altılı Masa'nın yemek listesindeki "Bamya Çorbası"nı duymadığını söylemesini önemsemeyeceğiz. Saray mutafından gazetesinin sayfalarına düşen "Ejder meyveli Smoothie" gibi isimlerle sunulanlarla büyümüşlüğüne inandığımızdan. Sonra gelmiş işin acı ve eğlenceli tarafına. Kemal Sunal'ın "Ağam bizle eğlenir" dediği yere. "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem"in bir balon olduğunu bilen; halkı, "Kimse" tanımına sokup, derdi olmayan, entel laflarından anlamaz diyen tarif eden ve seçimden sonra ne yazacağı merak edilen başyandaş yazarımıza, bugün çok savunduğu ve eşi benzeri yok dediği sistemin bu ülkeye nasıl yerleştiğini öğretmek isteriz. "Cumhurbaşkanı'nı bize Meclis'te seçtirmediler. Aslında bugün olumsuz görülen şeylerin müsebbibi CHP'nin o zamanki tutumudur. pushfn('ads'); Eğer CHP 367'ye sığınıp parlamentoda seçime engel olmasa idi, Cumhurbaşkanı Meclis tarafından seçilecekti. Belki halkın seçmesi gündeme gelmeyecekti." AKP'nin dört atlısından biri sıfatlı Sayın Bülent Arınç geçtiğimiz hafta söyledi bunları, yine bir TV kanalına kendini hatırlatmaya oturduğunda. Neymiş Projeleri yokmuş. CHP'nin tutumu yönlendirivermiş. CHP'sini cezalandırmak hedefli AKP icraatıymış; halka anlatılmayan ve olumsuzlukların neler olabileceği ihtimallerinin tartışılmadığı. "Bugün olumsuz görülen şeyler"den bahsetmesi ise Sayın Arınç'ın, getirdiklerini beğenmediğini en yüksek perdeden itiraf değilse nedir "CHP engel olmasa idi" öyle devam edecektik. Aklımızda hiçbir şey yoktu. İşin eğlenceli tarafını böyle analiz ettikten sonra, gelelim "Acı" tarafına. Demirtaş'ın "Altılı Masa"ya muhalefetini almış öğünerek: "O kadar çok ve gereksiz şeyi tam bir kakafoni içinde söylüyorlar ki, sonuçta hiçbir şey söylememiş oluyorlar. Hiç mi utanmıyorsunuz Lütfen artık kendinize gelin." Gün gelir, senin de mektubunu okuruz ezberden, diyecekleri Demirtaş'ı, şimdilik Altılı Masa'ya karşı bir kullanalım hele, İmralı'ya sonra havale ederiz, telaşında olduklarında, işte böyle medet umar ondan en başyandaş bir yazar. TELEFAT MIYIZ, ZİYAN MI OLDUK"Sayın Kılıçdaroğlu