Tenhalarda kahraman olmak

Afyonkarahisar'dabir Fransız gazeteci var (Türk taarruzundan bir ay önce Yunan savunma hatlarını dolaşmış olan bir İngiliz askerî heyeti bunları yarmanın imkânsız olduğunu açıklıyordu. Biz bu savaşın yapıldığı Afyon yaylası üzerindeydik. Şimdi karşımızda simsiyah Kocatepe mavi bir göğün altında yükseliyordu. Türk ordularının kumandanı Mustafa Kemal Paşa bizzat buradan emrini vermişti: Şafağın ilk ışıklarında -20 Ağustos 1922- ağır toplar gürlemeye başladılar. Karşı taraf öylesine yaklaşmış olan tehlikeden habersiz uyuyordu. Türk bataryalarını keşfetmeyi ihmâl etmişlerdi. Yunan generali Hadjionestis, İzmir'de bulunuyordu. Ama Türklerin, Afyon'un kuvvetli savunmasını ele geçirmeye asla cesaret edemeyeceklerine inanıyordu; çünkü onların ne tam orduları ne de ağır topçu kuvvetleri vardı. Bununla beraber 3 saatlik bombardımandan sonra en sağlam şekilde inşa edilmiş savunma düzeni yarılmış oldu... Türk piyadeleri açılan geniş gediklerden girdiler.) pushfn('ads'); Kurtuluş Savaşı'mızın yaşandığı günleri savaş şehirlerinde misafir edilerek, gezdirilerek, duyduklarını ve gördüklerini gazetesine aktarması ve tarihin doğru yazılmasına katkı vermesi sağlanan "Berthe Georges-Gaulis" adlı Fransız gazeteci, 100. yılını kutladığımız "Zafer Bayramı"mızın Afyonkarahisar'lı anlatımlarına böyle başlamış. İZMİR YOLLARINDA(Türk öncülerinin girişi, onları tek bir atılışta Dumlupınar'dan İzmir'e götüren harika bir hızla ilerleyişleri sırasında içlerine çok sayıda başıbozuklar -siviller- katılmış olmasına rağmen, pek düzenli bir şekilde cereyan etmişti. İki sıra sık insan kalabalığı arasında sağlamca setlenmiş bir sel gibi geçiyormuş. Birçok tekrarlarla, hepsi aynı noktadan Türk süvarilerinin üzerine bombalar düşmüş. Böylece başlarında yürüyen albay üç kere isabet almış, altında bir at ölmüş. Üçüncüsünden ağırca yaralanmış. Askerleri onu kanlar içinde götürmüşler, arkasında bulunan erler ise bombaların geldiği yere -hep aynı nokta- atılmışlar. Şiddetli bir çarpışma olmuş, hayli yaralı ve ölü verilmiş.) pushfn('ads'); Türk Ordusunun İzmir'e girişini de böyle anlatan Fransız gazeteci elbette bilmiyordu; 100 üncü yıllarda, "Kurşun sıkmadık" iddialı beyanatlar vereceğini bazı kahramanların, yahut ona ne gam. İZMİR'İ YAKMAK TAHSİLAT MIYDIKurtuluş Savaşı tarihimizi "Müstevliler alacaklarının bir kaç mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler" diyerek özetleyenlere, alacaklı olan kimdi sorusunun yerine, İzmir kurtulurken yakanlar, 100 üncü yılda 100 üncü kez hatırlatılmalıdır. (Aşağı yukarı birliklerin gelişinden beş gün sonra Bornova'da yerleşmiş olan Mustafa Kemal Paşa ile Kurmayı şehrin aynı anda yedi ya da sekiz noktasından ateş aldığını gördüler. Yangın çıkarıcılar saatlerini iyi seçmişlerdi; Güney rüzgârı esmeye ve alevleri İzmir'in zengin semti üzerine sürmeye başlıyordu. Türk generalleri yangının ağırlığını hemen fark ettiler. Mendirek açığında demirli bulunan yabancı gemilerden, çoktan müthiş şekilde genişleyen yangını kesmek için baraj ateşi açmasını istediler. Onlar reddettiler ve su olmadığından felâketi önlemek için hiçbir şey yapılamadı.) İzmir'in en hakim noktasından felakete bakarken Mustafa Kemal Paşa, yakınında bulunmuş subaylardan birinin, daha sonra anlattıklarını da kaydetmiş o gazeteci. (Mustafa Kemal Paşa'nın yanında bulunmuş Türk subaylarından biri bana daha sonra: Mustafa Kemal'in yüzü asla böylesine bozulmuş hâlde görülmemiştir, dedi. Hatları derinleşmiş, gözleri sabit bir hâlde zaferinin bu korkunç ufalmasına bir tür hayretle bakıyordu. Tek kelime söylemeden tek test yapmadan, buraya daha çabuk varmak için baş döndürücü bir hızla aştığı, harap edilmiş yerleri hatırlayarak, dokunulmamış hâlde ele geçirmekle pek gururlandığı şeyin yanışını görüyordu; bu kez Anadolu en yüce kalkınma ümidini yitiriyordu.) Ertesi günü Aydın'a gidip gelen gazeteci Berthe Georges-Gaulis'in şu notu da kanatır yürekleri: (-"Ne kadar kayıp var bu son günlerde" diye sordum Vali Mehmet Ali Bey'e. "Yunan askerleri bütün gerileme hattı üzerindeki Müslüman halkın dörtte birden fazlasını katletti" dedi.) pushfn('ads'); BANA NE AMERİKA'DANSavaş bölgesinde yürümesi sürüyor gazeteci Berthe'nin. Şimdi anlatacakları ise, "Bana ne Amerika'dan!" isyanını bayraklaştıranların mücadelelerine katılmalarını kolaylaştırır insanlarımızın. Kendilerini "odak" sayıp "kesinlikle karşı" olduklarını nutuklarında vurgulayanların hedefi, bu düşünceleri bozmaktır. (Saatlerin emniyet telkin etmemesine rağmen araştırmalarımı devam ettirmem gerekiyordu. Bu defa Yunan askerlerinin yakıp yıktığı Adatepe ve Dumlupınar bölgeleri olacaktı gideceğim yerler. Trenin tekerleklerinin ilk hareketiyle o harap olmuş manzaranın içine daldık. Artık ne bir ağaç, ne bir