İşte Paşam! İstanbul Saraçhane'de Yok

"Bir sözün, bir kelimenin, bir simgenin, bir olay, olgu ya da davranışın ne demek olduğunu, neyi gösterdiğini kavramak..." Sözlüklerimizde böyle tanımlanan Türkçemizin "Anlamak" fiilini, Sayın Bahçeli'nin 15 Temmuz'un yıldönümü nutkunda "Erdoğan'ı anlayınız" başlığıyla duyurması, düşünce dünyamızın bir numaralı konusu oldu. Cumhur İttifakı ortağı MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli'nin "Recep Tayyip Erdoğan'ı tanıyınız, anlayınız, anlatınız" başlığında toplanan izahlı tavsiye mektubu veznindeki ünlü nutkundan önce, "Anlamak" kelimesini tüm manalarıyla ihtiva eden bir AKP icraatından söz etmeliyiz. "Sararmış çimenleri yeşile boyadılar!" Eskilerin "Akıllara seza" diye niteleyeceği bir haberi muhalif TV kanalları buldukları her fırsatta yayımladılar; Kemal Sunal filmlerinden kaçırılmış bir bölüm tadıyla hem de. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın ziyaretine bir mahallin hazırlanmasındaki bu süper fikir ve icraatı halkın gözünden saklayamayan AKP yetkilileri ve hükümet görevlileri bu göz boyama icraatlarıyla "Kandırılanlar" tarafına koyduklarının bizzat Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay olduğunun farkındalar mı, yoksa bu inceliği anlamaktan da mı mahrumlar Merak ediyoruz. Yeşile boyanan sarı çimenler haberini seyreden insanlarımızın, buzdolabı ve AKP'nin olmadığı Nasreddin Hoca zamanlarına kadar giderek, Barış Manço'nun da "Arkadaşım" dediği eşeğine, samanı taze ot sanması için renkli gözlük taktığı fıkrasına ulaşacaklarını bilmediler mi, yoksa iç karışıklık halleri midir bu durum Bu dahi merak edilmeli. pushfn('ads'); İş, eninde sonunda "Anlamak" fiiline dayanıyor. Lakin bizim yazacağımız fıkra çok uzaklardan değil, Aşık Veysel'imizin yaşadığı günlerden. Bir komşu çocuğunu mahallenin bakkalına yahut bayisine gönderir bir gün. Bir alkollü üretimin kırmızı renklisini alması için. Dükkan sahibinin kırmızısı yok, beyazı var izahı karşısında çocuğun verdiği cevap önemsenmiş ve bir çok hadisenin öteki yüzüne çağrışım anahtarı yapılmıştır. "Beyaz olsun" der çocuk, "Veysel amca anlamaz." Bir çocuğumuzun görme engelli Veysel'imizi tanımamasında hata aramadan, konumuzun en başına döneceğiz. Anlamak yetimizde, anlamak kabiliyetimizde nasıl bir hasar oluştu ki, ülkemizi yirmi yıldır yöneteni, ittifakçısı rolüne sığınan anlatıyor, tanıtıyor, hem de kendi kabulünü "numune" sayarak.... MHP Lideri Sayın Bahçeli'ye kutlama nutku görevi veren AKP yöneticileri, acaba Nasreddin Hoca'mız gibi mi düşünmüşlerdir Vaazından sonra cemaatine "Anladınız mı" diye soran ve bir kısmından "Anladık", bir kısmından da "Anlamadık" cevabını alan Hoca'mızın, "Anlayanlar, anlamayanlara anlatsınlar" tavsiyesini mi canlandırdılar, 2022'nin Temmuz'unun tam ortasında. pushfn('ads'); TV kanallarında savunmacı yaptıkları lafazanlarının "Şu muhalif şöyle desin, bu muhalif böyle desin" emirlerini demokratlık şartı sayan AKP'li insanlarımızın, Sayın Erdoğan'ın millet bahçelerini "Alacaksınız çoluk çocuğu, çimenlerin üzerinde yuvarlanacaksınız" tarifnamesini alkışlamaları, elbette Sayın Bahçeli'ye de paralel haklar verdirecekti. 15 Temmuz'da tarihin kaydına aldırarak kullandı. Tarih deyince, 15 Temmuz mitingini, seçim mitingi olmamasına rağmen, 14 Mayıs 1950'ye benzetebiliriz. O günün "Mini Vali"sinin "İşte Paşa'm İstanbul" demek görevinin, bugün Cumhur İttifakının "iri ortak"ı Sayın Bahçeli'ye yüklendiği bu kadar aşikar iken... Sayın Bahçeli, Saraçhane'ye gelenleri göstererek "İşte İstanbul" diyemedi ama, AKP'ye olası bir seçimde söyleyeceği "Şarkı" ilhamını verdi. "Sayın Erdoğan'ı tanıyınız, anlayınız, anlatınız" vecizesini siyasi literatüre Saraçhane meydanında bir avuç kalabalığa hitap ederken ilave eden Sayın Bahçeli'nin son kıyağı "Anla beni" şarkısı olacaktır. "Anlamak" üzerine çok şiir, çok güfte yazılmıştır bu ülkede ama, AKP'lilerin meramını en iyi anlatacak olan merhum Yıldırım Gürses bestesi nihavend şarkıdır. "Anla artık, anla beni Unut bütün geçenleri." "Biz bu şehre ihanet ettik, hâlâ da ihanet ediyoruz." (21.10.2017 Nutku) Diyen Sayın Erdoğan'a, İstanbul, Saraçhane'den cevap verdi. "Bu kadar! Buraya kadar!" Not: İstanbul'a "mitil" atamayan Sayın Bahçeli, nutuk atsa da böyle... İTTİFAKÇISININ ANLATIMINDADIR BİR İKTİDAR "Tam altı yıl evvel az kalsın Türkiye işgal edilecekti. Az kalsın, emek emek bugünlere gelen şehidin, şühedanın göz nuru olan Türkiye Cumhuriyeti tarih sahnesinden silinip gidecekti." Atılan nutkun kelimelerinin dizilişinin kusursuzluğuna, metnin Türkçesinin hatasızlığına biz de katılırız; zira hem dinledik, hem de okuduk internet kayıtlarından. Yukarıya iki cümlesini de aldığımız Sayın Bahçeli'nin 15 Temmuz'u anlatma konuşmasından, daha doğrusu hazırlanan yazılı metni okumasından söz ediyoruz. Yazılımın iyi olması, anlamlarının da iyi olduğunu ispatlamaz. Aksine, eleştiri yahut örnekliği zayıf bir anlatım, çok acaba sorusu düşürür zihinlere. pushfn('ads'); Sayın Bahçeli'nin "Az kalsın" vurgulaması, ifadeyi güçlendirmek için yazılmış olsa da, mana itibariyle kabul edilmesi mümkün değil. Burada anlatılmak istenen "Az"ın ölçüsü ne olursa olsun, Türkiye'mizle ilişkilendirilmesi hayallere alınamayacak bir yanlışlıktır. "İşgal edilmek veya silinmek" fiilleriyle ülkemizi alakalandırmak isteyen "metin"ciler,