Yakın elmalar

Seçimlerin ilk turu muhalefet tarafında gereksiz bir moral bozukluğuna neden oldu. Ortaya çıkan sonuçta, elbette muhalefetin de eksik ve hatalarının etkisi var ama bir kez daha gördük ki güvenlik odaklı seçmenlerin ağırlık oluşturduğu ülkelerde, rakibin yaptırdığı "Çamur at izi kalsın" kampanyaları bir hayli etkili olabiliyor.İktidarın kontrol ettiği medya gruplarının çabaları 14 Mayıs'ta sonuç verdi. TRT dahil, çok sayıda ulusal kanal ve binlerce yerel kanal entegre bir beyin yıkama şebekesi gibi çalıştı. CHP aleyhine kurgulanan kara propagandadan etkilenen bazı seçmenler, muhalefeti düşman kabul edip Erzurum'da olduğu gibi taşlarla saldırmaya hazır hale getirildi.Sonuçta da Millet İttifakı'nın ortak adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ilk tur oyları beklenenin altında sonuçlandı. Tabii bu sonuçta iktidarın seçim öncesi Güneydoğu Anadolu'da yaptığı "mıntıka temizliği" ve deprem bölgesinde seçmenleri uzak tutacak operasyonların etkisini de not etmek gerekir.Tabii ki ilk tur sonucu nihai sonuç değildir. Psikolojik etkisi dışında ilk tur sonucunun bir anlamı yoktur.Seçmen bu hafta bir kez daha düşünecek ve ülkenin geleceğine ilişkin nihai iradesini 28 Mayıs'ta gösterecek. Türkiye Gönüllüleri ile Oy ve Ötesi gibi sivil inisiyatiflere geçtiğimiz hafta kendiliğinden katılan büyük kitlelerden anlaşılıyor ki ilk turun sonucu bazı seçmenleri harekete geçirdi.Bu nedenle, diğer bazı otokratik rejimlerde olduğu gibi, değişim isteyen seçmen kümelerinin ikinci turda sonucu değiştirmesi pekâlâ mümkün. Ancak bunun için paniğe kapılmamalı; muhalefetin stratejisi altüst edilmemeli. Bir seçim döneminde yapılacak en ölümcül hata kökten strateji değişikliğine gitmektir.Cumhuriyet Halk Partisi gibi, Türkiye siyasetinin "kurucu transatlantiği" konumundaki köklü bir parti hedefe erişemediği ilk fırtınada, dümeni kırılmış "Karadeniz takası" gibi savrulmaz. Kampanyanın tonu değiştirilse bile, dili ve rotası asla değiştirilmemeli. Zira "Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olunabilir." Oysa ki seçmenin büyük çoğunluğunun,