Organize belirsizlik

Türkiye'nin kader seçimlerine doğru yaklaşırken seçmen tercihlerinde giderek netleşen bir tablo oluşuyor. Pek çok muteber araştırma şirketinin bulguları, kararsız seçmenlerin iktidar partisi ve ana muhalefet lehine pozisyon almaya başladıkları sonucunu gösteriyor. Bununla birlikte, iktidar ve muhalefet blokları açısından majör bir değişiklik görünmüyor. Büyük fotoğrafta iktidar blokunun yaz aylarında güçlenen erimeyi durdurduğu, hatta yüzde 40-42 bandına tekrar yükseldiği, muhalefet bileşenlerinin ise toplamda yüzde 58-60 bandındaki gücünü büyük ölçüde korumakta olduğu anlaşılıyor. İKTİDAR ÇIRPINIYORElbette, iktidar üst üste attığı konut projesi, çeşitli destek paketleri, TOGG, yeni asgari ücret, ve EYT'lilerle ilgili adımlarla sıfırdan bir hikâye yazmak için çabalıyor. Ancak ekonomik çöküş o kadar derin, enflasyon ve hayat pahalılığı o denli sarsıcı, işsizlik o kadar yaygın ki iktidarın bu çabalarının seçime kadar olan sürede aradaki farkı kapatması için yeterli olmayacağı görünüyor. İktidarın oyun geliştirmeye ve sıfırdan bir hikâye yazmaya çabaladığı ikinci alan dış politika. Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle başlayan süreç iktidar için altın fırsatlar yarattı. Bu süreçte Erdoğan'ın attığı hızlı ve pragmatist hamleler Batılı liderlerin yeniden Erdoğan'ı dikkate almaları sonucunu doğurdu. Yine Gezi sonrasında iktidar sözcülerinin tarif ettiği "değerli yalnızlık" pozisyonunu değiştiren Erdoğan'ın son aylardaki hamleleri de yine, yeni bir hikâye yaratma çabası olarak algılanmalıdır. İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Mısır ile yaratılmış olan pek çok suni sorunun aşılması, ardından NATO ve ABD ile buzların eritilmeye başlaması da dışarıda iktidarın seçimleri tekrar kazanabileceğine ilişkin bir algı yarattı. Bu gelişmelere, Suudi Arabistan'dan gelen "TCMB'ye 5 milyar dolar tutarında mevduat yatırmak için müzakerelerin son aşamasındayız" açıklamasını eklemek ve Rusya'nın potansiyel ekonomik desteklerini değerlendirmek gerekli. KONTROLLÜ GERİLİMTüm bunlara rağmen iktidarın seçimi kolay kolay kazanamayacağını söyleyebiliriz. Geriye "kontrollü gerilim" denen, iç ve dış güvenlik konuları kalıyor. Seçimler öncesinde seçmen zihninde güçlü bir belirsizlik ortamının ve kaos algısının oluşturulmasının otoriteye, dolayısıyla da iktidara yaradığı literatürde genel olarak kabul edilen bir durum olduğundan ne zaman, hangi ülkede bu tür bir iklim olsa veya oluşsa iktidar olağan şüpheli durumuna düşer.Bilindiği gibi Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, eylül başında Erdoğan'ın Yunanistan'la ilgili "Bir gece ansızın gelebiliriz" sözüne "Kontrollü gerilim planlıyorsanız yemezler" diyerek karşı çıkmıştı. Gerçekten de pek çok yorumcu ve analist, Yunanistan ile yaşananlar başta olmak üzere, İstanbul'da altı vatandaşımızı