İmamoğlu'nun suçu

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu 3.5 yıldır yaptığı her işlem, aldığı her karar yüzden fazla müfettiş tarafından defalarca didik didik araştırılmış bir belediye başkanı. Aleyhinde bu kadar çok müfettişin görevlendirildiği bir başka siyasetçi Türkiye tarihinde görülmedi. Nihayet 14 Aralık günü bir kılıf yarattılar. 31 Mart seçimlerinin iptal edilmesindeki hukuksuzlukları dile getirdiği için kendisine "Ahmak" diyen İçişleri bakanına "Ahmak, İstanbul seçimlerini iptal edenlerdir" dediği için suçlu ilan edildi. İlan edilen mahkeme kararıyla anlaşıldı ki bu ülkede atanmış bir bakan seçilmiş bir belediye başkanına doğrudan "ahmak" diyebiliyor ama belediye başkanı bu sözü muhatabına iade edemiyor. Ederse hapsi boyluyor, belediye başkanlığı ve siyaset hayatı bitiyor. Türkiye'de siyasetin ve hukukun içine düştüğü zavallı durum budur! Hepimiz yaşadık; İstanbul seçimleri, 31 Mart 2019 gecesi Anadolu Ajansı'nın veri akışını durdurmasıyla başlayan bir süreç sonunda iptal edildi. "Oylar çalındı" dediler; "İl ve ilçe seçim kurulu üyeleri terör örgütleriyle ilişkili" dediler... Kolluk kuvvetlerini sahaya sürüp sahte seçmen avına çıktılar...Sonuç ne oldu Bütün o büyük iddialarının hakikatte ve hukuk önünde hiçbir karşılığının olmadığı ortaya çıktı. 13 bin oyla kaybettikleri seçimi, bir kez daha bu kez 806 bin oyla kaybettiler. Halkın vicdanında da mahkûm oldular. Bugün artık, İstanbul seçimlerinin iptalinin çok doğru, akıl ve haysiyet dolu, demokrasi ve hukuk adına gurur verici bir iş olduğunu söyleyebilecek tek bir Allah'ın kulu kalmadı bu ülkede. Ama akıl, vicdan, hukuk, kamuoyu, demokrasi bir yana ülkeyi yönetenler bir yana. Bir akademisyen dostumuzun veciz bir şekilde söylediği gibi, "Adam başkenti İstanbul'a taşıdı, İmamoğlu onu adamın elinden aldı. Hem de iki kere. İmamoğlu'nun suçu budur!"GÖZ GÖRE GÖREHiçbir hukuki dayanağı olmayan ahmak davasının nereye gideceği aylardır belliydi. Militanlaştırılmış ve muhalefete karşı iktidarın sopası haline getirilmiş yargı mekanizması bu süreçte her aşamada elini açık etti. Bir önceki mahkeme başkanının başka bir yere tayin edilmesiyle niyetler ifşa oldu. Atanan yeni yargıcın eylül başından beri gerçekleşen celselerde sergilediği tutum ve savcının davranışları tümüyle içi boş olan bu davanın nasıl sonuçlanacağını gösteriyordu. Kararın verilmesinden tam bir ay önce, 14 Kasım 2022 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki "Zorbalık Siyaseti" başlıklı köşe yazımda yazmıştım. Gidişatın böyle olduğunu ilgili siyasiler başta olmak üzere herkes biliyordu. Bütün bunlara rağmen karar ertesinde gelişen olayları ve Saraçhane önündeki mitingi "komplo", "kumpas", "ucuz kahramanlık"