İktidarı değil seçmeni dinlemek

Seçim kampanyaları için sorumluluk üstlendiğim çeşitli ülkelerden siyasi söz birliği etmişçesine bana "Burada insanlar kazanan tarafta olmaktan hoşlanır. Bizim seçmenler kazanacağını düşündükleri adaya veya partiye oy verirler" diyor. Bu nedenle paylaşacakları verinin, seçmenleri adaylarının arkasında toplayacağı inancıyla, kendi adaylarını önde gösteren seçim anketlerini medyaya servis etmek isterler.Oysa ben bunun tam tersinin doğru olduğunu gördüm: Önde olduğu düşünülen adayınpartinin destekçileri kendilerinden aşırı emin hale gelip gevşeme eğilimi gösterirken geride olduğu düşünülen adayınpartinin destekleyicileri daha sıkı çalışmaya motive oluyor.Belki de bunun en güzel örneği 2019 yerel seçimlerinde İstanbul'da yaşandı. Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım'ın ekibi önceden hazırladıkları billboardları seçim sonuçları kesinleşmeden şehre astırmaya başladı. Mağrur bir edayla gülümsedikleri o afişlerde Recep Tayyip Erdoğan ve Binali Yıldırım bizlere şöyle sesleniyorlardı: "Gönül Belediyeciliği Kazandı. Teşekkürler İstanbul." Evet, birisi kazanmıştı, ama o birisi Binali Yıldırım değil, Ekrem İmamoğlu'ydu! "Yenilen pehlivan güreşe doymaz" atasözündeki gibi hırsla seçimleri tekrar ettirdiler ve bir daha kaybettiler. Ama en ilginç olan istatistik şuydu: Gerek 31 Mart gerekse 23 Haziran seçimlerinden önce yayımlanan anketlerin çoğunluğu Binali Yıldırım'ın kazanacağını söylemişlerdi! ANKETLER ÖNEMLİDİR AMA SİZİ ALDATMASIN Anket yaptırmanın kampanya için tek anlamı seçimi kazanmanıza yardımcı olacak seçmen öngörüleri ve duygularını öğrenmektir. Eğer araştırma bunu sağlamıyorsa bütçenizi başka bir yere harcamanız daha akıllıca olur. Bir araştırmada belki de en az önem taşıyan veri, herhangi bir anda kimin önde olduğu verisidir. Çünkü o veri, doğru bir stratejiye dayalı etkin bir kampanyayla altüst edilebilir. Ayrıca anketler hatasız değildir. Özellikle de kampanyalar fiilen başlamadan önce yapılmışlarsa. Seçim kampanyaları esas olarak kararsızları hedefler ve çoğu kez sonuçları kararsızlar belirler. Hayatım boyunca yeterince anket yaptırmadan tek bir kampanyaya bile başlamadım ama hiçbir zaman da tümden anketlere bağlı kalmadım. Olağandışı bir neden yoksa anket sonuçlarını ilan etmemeyi de prensip edindim.DAHA BÜYÜK FİKİRBütün bunları, giderek daha sık yayımlanan anketlerin zihinleri kirlettiğini ve normal düşünme sistematiğimizi bozmakta olduğunu gördüğüm için yazma gereği duydum. Yayımlanan anketlerin Erdoğan'ı yenmenin hangi adayla mümkün olabileceğine odaklandığı görülüyor. Ne var ki muhalefetin Erdoğan'ı yenmekten de daha büyük ve kapsayıcı bir fikre ihtiyacı var. Sık sık tekrar ettiğimiz gibi seçim kazanmak siyasiler için amaç olabilir; seçmen için bir amaç değildir. Yüzde 60'a yakın