Pazarlık ve müzakere

Doğrudan ifade etmek gerekirse, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda muhalefet tarafında şöyle bir manzara var. Kullanılan dil ve ortaya konulan söylem sertleşiyor. YSP (HDP) ile yapılan ittifakın, seçim sonuçlarına yönelik etkisi üzerinden, deyim yerindeyse keskin bir dönüş yapılıyor. HDP ile hiçbir pazarlık yapılmadığı, kapalı kapılar ardında bir vaat verilmediği söylenirken, teröre ve PKK'ya dair son derece sert ifadeler kullanılıyor. Benzer bir durum Kemal Kılıçdaroğlu'nun son beyanında ortaya çıkan "10 milyon mülteci" üzerinden söylenenler için de geçerli. Resmî rakamların yaklaşık 2,5 katı olmasını bir kenara bıraksak bile, mültecilerin gönderilmesi, kaldıkları takdirde tehdit oluşturacakları yönündeki söylem de aynı dozda ortaya konuluyor. Bu denli keskin bir dönüşün ve buna dair mesajların seçmen nezdinde nasıl bir karşılık bulacağı hayli tartışmalı. Öte yandan parlamentoda Cumhur İttifakı'nın oluşturduğu çoğunluk dile getirilmiyor ya da "önemsiz" sayılıyor. "Güçlendirilmiş parlamenter sistem" iddiasıyla ortaya çıkan muhalefet, Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olduğu takdirde mecliste çoğunluk olmasa bile ülkeyi rahatlıkla yönetebileceklerini ifade ediyor. Birbirinden hayli farklı dünya görüşlerine sahip partilerden oluşan muhalefet bloğuna oy veren seçmenin, böylesine keskin bir değişimi nasıl karşılayacağı, 28 Mayıs'ın iki önemli sorusundan biri. Diğeri ise Cumhur İttifakı'nın ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu hamlelere karşı ne yapacağı. Görünen ve özellikle Erdoğan'ın yaklaşık 15 gündür verdiği mesajlara yansıyan kuşatıcı dil; belki de herhangi bir "karşı hamle" planlamadan devam edecek sakin bir sürece işaret ediyor. Karşılıklı strateji ve söylemlerde güncel durum bu. HEDEF ORTAKLIĞI VE ALIŞVERİŞ Şunu fark ettim seçim sürecinde. Bazı kelimeleri ve kavramları, sanki anlamı birbirine yakınmış gibi kullanıyoruz. Oysa bu ciddi bir hata. Müzakere ve pazarlık mesela. Siyasetin aynı zamanda bir müzakere sanatı olduğunu anlatırken, sıkça "pazarlık" kelimesini de kullanıyoruz. Pazarlık, bir alışverişte uygun fiyata ulaşmak için yapılan görüşme en kısa anlatımıyla. Oysa müzakere, bir mesele üzerinde fikir alışverişinde bulunmak, karşılıklı tartışmak ve görüş beyan etmek. 14 Mayıs itibarıyla ilk aşamasını tamamladığımız seçim sürecinde, siyasi partilerin oluşturduğu ittifakları tanımlarken, sıkça pazarlık ya da müzakereden söz etmişiz. Hemen hemen aynı anlamı taşıyormuşcasına. Fikirlerin karşılıklı ele alındığı "müzakere", sonuçları itibarıyla daha kalıcı yakınlaşmalara kapı aralama özelliğine sahip. Dolayısıyla hem zaman, hem de emek açısından daha fazlasını istiyor. Pazarlık ise, daha günübirlik ve asıl anlamıyla