Gönüllü aldanışlar ve siyaset

14 Mayıs gecesi yeni dönemin parlamentosu şekillendi. Cumhur İttifakı, beklenenin hayli üzerinde bir çoğunluk elde etti. Ana tezi "güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş" olan muhalefet, bırakın referandum ya da anayasa değişikliği gerçekleştirecek çoğunluğu; 301'in çok altında bir sayıyla mecliste yer bulabildi. 14 Mayıs'ın ikinci gerçeği, 21 yıllık iktidar döneminin ve buna bağlı olarak ortaya konulan tüm muhalif tezlerin aksine, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın rakibine 2,5 milyon fark atarak elde ettiği sonucun ortaya çıkması oldu. Bir diğeri de, ATA İttifakı adayı Sinan Oğan'ın yüzde 5'in üzerinde aldığı oyun seçimi ikinci tura bırakması. Artık hepimizin ezberlediği bu rakamları yazmanın nedenine gelince. İlginç, hatta çok garip yaklaşımlarla 28 Mayıs'ta yapılacak ikinci tur seçimlerin değerlendirilmesi. Analiz, zihninizde bir bina inşa etmektir. Ne denli sağlamsa, o kadar doğru ve kalıcı olur. Bazen çok güçlü bir analiz, beklenmedik dinamiklerin ortaya çıkmasıyla boşa çıkabilir ya da gerçeğin sadece bir yanına işaret edebilir. Dünyayı anlama çabasında olan herkes bunları yaşayabilir. Fakat apaçık gerçekler karşısında, onları yok sayarak veya değersiz göstererek tavır almak, herhalde siyasetimize mahsus bir özellik olsa gerek. Bütün siyasi kurgusunu ve hedefini, "ucube" diye tanımladığı cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini değiştirmek üzere şekillendiren muhalefetin, "Meclisin önemi yok, asıl yetki cumhurbaşkanında. O halde 28 Mayıs'ta kazanırsak ülkeyi pekala yönetiriz" kıvamında ilerlemesi de ayrı bir tuhaflık olarak karşımızda duruyor. BAZI DENKLEMLER ÇÖKTÜ İstediğimizi alamadık, strateji değiştiriyoruz diyebilirsiniz. Nitekim sadece ana iddialarda değil, ittifak kurgusunun hem tüm tezlerinde 180 derecelik bir dönüş yaşanıyor. Tekrar bunu yazmak istemiyorum. Ancak bu keskin dönüşün bizzat muhalefet cephesinde geniş kabul gördüğünü söylemek çok zor. Yeni katılım ve oy getirmesi de öyle. 6'lı masanın dizilişi, siyasi mimarisi, partiler arasındaki farklılıkların sürekli "zenginlik" başlığı altında takdim edilmesi ve kamuoyundan gelen eleştirilere çok sert tepkiler gösterilmesi artık geride kalan bir tartışma. Ancak "Sandıktan böyle bir sonuç nasıl çıkar" sorusunun cevapları da burada yatıyor. Nitekim, daha sonuçlar açıklanır açıklanmaz CHP çatısı altında seçime giren dört partinin elde ettiği milletvekilleri ciddi bir tartışma konusu haline geldi. Üç parti bu duruma daha sessiz kalırken, DEVA Partisi, hem genel başkanı, hem de parti yetkilileri üzerinden tepki gösterdi. Ali Babacan, seçim sonuçlarına dair bir suçlu arandığını ifade etmenin yanı sıra, seçilen arkadaşlarının meşruiyetine dikkat çekti. Asıl gündem oluşturan çıkışı ise, anayasa değişikliği konusunda Cumhur İttifakı'yla çalışabileceklerini ifade etmesi oldu. Bu çıkışların birkaç anlamı olabilir. Öncelikle ikinci turda Cumhurbaşkanı Erdoğan seçildiği takdirde, siyaset sahnesinde ortaya çıkacak yeni dengeler ve arayışlar. Bunu illa siyasi