Anneme dair

Geçenlerde birdenbire fark ettim Ben babam üzerine birçok yazı yazmışım ama annemi hiç anlatmamışım Babamın vefatı, onun bendeki anlamı, sonrasında hiç kapanmayan dev boşluk Hayattayken okumasını isteyeceğim şeyleri hep onun gidişinden sonra söylemişim. Fakat annemden hiç bahsetmemişim. Sevdiklerimiz hayattayken onlarla ilgili hislerimizi paylaşmak, onlar hakkında yazmak garip geliyor galiba Sonra da hep o 'keşke'ler Öyle olmasın diye anneler gününü bekledim bu yıl, annemi anlatacaktım ama anneler günü seçimin ilk turu tarafından adeta gasp edildi, o telaşta ancak bizim çocuklar beni kutlarken hatırladım hangi gün olduğunu Fakat iki hafta rötarla da olsa bugün ikinci tur falan demeden masamın başına oturdum. Size annemden bahsedeceğim. Ya da belki de kendime anlatacağım onu çünkü ben annemi her zaman öyle kusursuz, öyle 'tam', öyle hayata karşı hazır ve güçlü gördüm ki, tarif etmeye çalışmak onu o mertebeden indirmek demekti sanki. Annem Ferhat Alçı (evet harf hatası yok, benim annemin ismi ağır sıklet erkek ismidir FERHAT!) Rahmetli anneannem 'sevdiğimiz için bu ismi koyduk' derdi ama kardeşimle bu gerekçeye hiç inanmadık, zira teyzemin ismi de Serhat'tır ve biz bu tuhaflığın sebebini anneannemin isminin Saffet olmasında gördük hep, Freudian bir bakışla bir tür 'kuşaklar boyu sıkıntı geleneği devam etsin' refleksi Bu testosteron fışkıran isimle annemin başına neler gelmemiş ki Bana hamileyken asker kaçağı diye kapıya dayanmışlar mesela Okulda erkekler korosuna yazdırmışlar birkaç kez. Uçağa binerken defalarca yanlışlık var diye polis çağırmışlar. Kim bilir ne çok dalga geçilmiş, ne çok espri yapılmış 'kız Ferhat'la ilgili Benim tanıklık ettiğim manzara genelde şuydu: Kiminle tanışsa önce 'pardon isminizi anlamadım' der sonra kafasını kaldırıp bir kez daha anneme bakardı. Ama belki biraz da bu yüzden annem çok güçlü bir kadındır. Her şeyi kendi yapar. Ama gerçekten her şeyi. Kimya mühendisidir. Maddelerin kraliçesidir, neyi neyle karıştıracağını bilir. Mesela biz Rasim'le babamın hastane odasında evlenirken başıma takacağım küçük duvak, gelinlik olarak giyeceğim elbiseden iki ton açık beyaz diye refakatçi olarak kendisine gelen çayı kullanıp duvağımı tam elbisemin rengine çevirmişti. Biz çocukken evdeki duvar kağıtlarının tutkalını bile o yapardı. Sihirli parmaklar derdik kardeşimle Ne zaman sıkışsak hop o parmaklar sorunu çözer Sadece güçlü değil, güzeldir annem. Gerçekten çok güzel. Hele gençliğinde... Fotoğrafları açıp uzun uzun incelerim Upuzun dalgalı saçlar, pırıl pırıl gözler Bugün 72 yaşında ve hala dönüp bakarsınız. Hep bakımlıdır. Ben annemi herhalde derbeder ya da pijamalı hiç görmedim. Sabah uyanır uyanmaz saçını meşhur topuzundan yapar, hafif bir makyaj, özenli kıyafetler İsterse o gün evden hiç çıkmayacak olsun, bu rutin hiç değişmez. Rahmetli babam İstanbul Hukuk Fakültesi'nde