Vefatının 62. yılında Nur Terzisi Mehmet Oğuz

Nazilli, 7 Ocak 1961 yılında mahkemenin beraat ve Risale-i Nurların iade kararına rağmen, kitap okuma suçundan karakolda dövülerek şehit edilen Terzi Mehmet'in hazin serencamına şahit olmuştur.Terzi Mehmet Oğuz, Nur dersleriyle imanını kurtarmış, hayatına istikamet vermiş, ahlaklı, faziletli bir insandır. İmana susamış muhtaçlara Kur'an hakikatlerini ulaştıran, mütevazı, gayretli ve aynı zamanda vakarlı şahsiyetiyle herkes tarafından sevilip sayılan bir bahtiyardır. Okumaya ve iman davasına gönül vermiş, inandığı gibi yaşamış şuurlu bir mümindir. Nur Terzisi, iş yerinde nur hakikatlerini okuması ve okutmasından rahatsız olan zalimlerin zulmüne uğramış bir masumdur. Kur'an nurundan, İslam şuurundan rahatsız olanlara, nur risalelerini suç sayan zulmetli zihniyetin mensuplarına Afyon Mahkemesinde Mustafa Sungur: "Acaba kalbinde zerre kadar imanı olan, memleket ve milletin selametini arzu eden bunu suç sayabilir mi" diye sormuş. Risale-i Nurlar hakkında onlarca mahkemelerin beraat kararına rağmen ağır bir cürüm işlemişler gibi, arkadaşlarıyla birlikte suçlu gösterilerek Aydın Ağır Ceza Mahkemesinde yedi ay hapis yattıktan sonra 17 Ekim 1960'ta maznunların beraatına ve kitapların iadesine karar verilmiş. Adaletin tecelli ettiği bu karar, hakkın zaferine karşı; hukuk tanımaz zalimlerin zulmünü, hışmını, hıncını, inadını, intikamını arttırmıştır. Müessif ve menhus tehdit, tarassut, taarruz, tazyik ile başlayan hukuksuz baskı, zulüm ve işkenceler, hak bildiği yoldan dönmeyen Terzi Mehmet, Nazilli Polis Karakolunda dövülerek genç yaşta şehitlik mertebesine yücelmiştir. Mukaddes davalar, büyük ruhlu, şecaat sahibi, hak uğruna canını feda etmekten çekinmeyen kahramanların omuzlarında yükselmiş. Davaların en ulvisi, insanlara iki cihanda saadeti temin eden İslam, iman ve Kur'an davasıdır. İnandığı davasının uğruna hayatını hiçe saymış cesur yiğitler, serdarlar kahraman unvanıyla anılmışlar. Bediüzzaman ve talebeleri, idam tehdidi ile itham eden mahkemelere müdafaalarda: "Milyonlar kahraman başlar feda oldukları bir kudsî hakikate başımız dahi feda olsun!" hakikatini söyleme cüret ve cesaretini göstermişlerdir. Ali Ulvi Kurucu Risale-i Nur'u, "Peygamberlerin, velilerin, ariflerin, salihlerin ve bilhassa canını canana seve seve fedâ eden ve sayısı milyonlara sığmayan kahraman şehitlerin mukaddes yolu" olarak tarif etmiştir. İnandığı mukaddes dava uğruna hayatını hakir gören kahramanların şecaat,