Baharın müjdesi cemreler

Güneşli, ılık bir havanın hüküm sürdüğü zamanda takvim yaprakları yirmi şubatı ve ilk cemrenin havaya düştüğünü gösteriyordu.Baharın havası, kokusu, diriliş işaretleri her tarafa sirayet etmeye başladı. Bahçelerdeki ağaçlar, kuş sesleriyle uyanmayı bekliyor. Güneş ışıklarıyla gökyüzünün maviliklerinde uçuşan rahmet bulutlarının ihtişamlı manzarası, temaşa edenlere engin bir huzur ve mutluluk veriyordu. İlk cemrenin havaya düşmesiyle, gökyüzünün derinliklerinden arzın sathına hayat veren sırlı işaretler, bereketli ışık huzmeleri, tecessüm etmiş rahmet tanecikleri inmeye başlar. Birer hafta arayla havaya, suya, toprağa peş peşe düşen cemreler, hadiste rivayet edilen üç damlayı hatırlatıyor: "... O üç nehrin her birine Cennetten birer katre her vakit damlıyor ve ondan bereketlidirler." (Sözler) Rahmet-i İlahinin emriyle bir ziya, bir katre, bir zerre gibi düşen cemreler, her düştüğü yerde hayat bahşeden bahar müjdelerini haber verirler. Kış sonunda kar kefenini atan mahlûkat yeniden uyanır, canlanır, renklenir, şenlenir, sanat harikalarıyla süslenir. Bahar müjdesi ve sevinciyle havanın, suyun, toprağın tadı, rengi, kokusu fark edilir. Haşir meydanı gibi yeniden dirilen yeryüzü ağaçlarla donatılır, tomurcuklarla bezenir, rengârenk çiçeklerle süslenir, tefriş ve tezyin edilir. Arılar, böcekler, kuşlar, karıncalar kıpırdar, koşmaya, uçmaya, seslenmeye başlar. Uyanan, canlanan, hayat bulan mahlûkat, hikmetli, intizamlı, ölçülü nizamlı bedenlerine giydikleri renkli, süslü, sanatlı, işlemeli, gösterişli, güzel elbiseleriyle koşmaya, oynamaya, dolaşmaya, konuşmaya başlarlar. Kendilerini varlık âleminde inayet, itina, ihtimam ve intisapla yaratan, hayat veren Rabbimize, muhabbetlerini kendi lisanları, sesleri, sadaları, nağmeleriyle, terennümleriyle zikrini, şükrünü, ibadetini, vazifesini ifade ederler. Baharda yeryüzü çiçeklerle süslenmiş, renkli, tatlı, kokulu, zengin bereketlerle doldurulur. Her canlının rızıkları ve ihtiyaçları karşılanır. "Bahar, mahzen-i erzak bir vagondur,