Fırsatlar

Son iki yazımızda, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ülkemiz ve dünya için getirdiği riskleri ve sorunları ele aldık. Ancak madalyonun bir de öteki yüzü var. Zira bu kriz, tarihteki birçok kriz gibi, büyük fırsatları da beraberinde getiriyor.Doğru politikalar ile Türkiye bu krizden çok büyük kazanımlarla çıkabilir, bu mümkündür. Kaldı ki şu ana kadar izlenen dış politika bunun hedeflendiğini ortaya koyuyor. Dengeli bir tarafsızlık, Batı-NATO bloğundan kopmadan, Rusya ile mümkün mertebe ilişkileri devam ettirmekTürkiye, Rusya'nın Ukrayna'ya olan saldırısını işgal olarak niteledi ve kınadı. Ancak Batı'nın çok ağır yaptırımlarına katılmadı. Geçen hafta kaleme aldığımız yazıda o yaptırımlardan bahsetmiştik. İçlerinde, katılmamız halinde ülkemiz ekonomisini de vuracak olan çok ağır kalemler yer almakta.Zaten bu tarafsızlık siyasetinden bir takım neticelerin alınacağı şimdiden görünmeye başlandı. Rusya'nın ciddi bir enerji ambargosu ile karşı karşıya olması işin ilk ayağı. Bu noktada İsrail-Leviathan ve İran gazının Türkiye üzerinden Avrupa'ya nakli bir fırsat olarak ortaya çıkıyor.Önce İsrail Cumhurbaşkanı'nın ziyareti, ardından da pazartesi günü için planlanan Almanya Başbakanı'nın ziyareti bu açıdan kritik. Her iki ülke de çok güçlü ve ağırlıkları olan ülkeler. Onlar ile Türkiye'nin arasının iyi olması ve ortak projeler geliştirilmesi önemli. Yunanistan'ın da benzer bir ziyaret yapacağı konuşuluyor.Bir başka nokta, Türkiye ile ABD arasındaki, kaç zamandır yaşanan soğukluğun bir nebze de olsa erimeye başlayacağının işaretleri. Önce 15 Temmuz, ardından S-400 krizi, Kuzey Suriye'de YPG'ye verilen destek gibi konulardan ötürü ABD ile aramız çok açılmıştı.Türkiye'nin F-35 programından çıkarılması, bir süredir talep ettiği F-16'ların verilmemesi gibi konuların yeniden masaya yatırıldığını görmekteyiz. Bunun devamı gelir mi, ya da nasıl bir şekilde neticelenir henüz öngörmek zor. Ama bu bile bir fırsat kapısının aralandığını bize göstermektedir.Bir başka muhtemel fırsat ise ciddi yaptırımlar altındaki Rus oligarkları ve Rus şirketlerinin varlıkları ile ilgili. Gerçek ve tüzel kişilere kayıtlı olarak birçok Rus varlığı yaptırım altında kaldı. Bunlar şu an Batı ülkelerinin finans sisteminden dışlanmış durumdalar. Kendilerine güvenli bir liman aramaktalar.Kulis bilgilerine göre Türk bankaları bu oligarkların ve Rus şirketlerinin paralarını emanet edebilecekleri bankalar arasında konuşuluyor. Ciddi bir para girişi olması hem ekonomik hem de siyasi olarak Türkiye'yi çok rahatlatacaktır. Ancak bu noktada Türk bankalarının da oligark paralarını barındırdıkları için yaptırım hedefi olmamalarına dikkat edilmesi gerekmekte.