Ne yapmalı1 Savaşın söyledikleri

Yirminci yüzyılın iki büyük cihan savaşı, güçlü devletlerin (ittifakların) dünyayı paylaşmak uğruna insanlık tarihinin en vahşi çatışmalarının sayısız ölüm ve işkencenin belgesi oldu.Paylaşım sonucu kurulan denge, çıkarların muhafazası için bazı kurumların ihdasına yol açtı.Geçen zaman dengenin bozulduğunu gösterdi. Yeni bir paylaşımın ayak sesleri, homurtuları duyuldu.Irak ve Suriye'nin yerle bir edilerek milyonlarca insanın katledilmesini bir "havaî fişek gösterisi" gibi seyrettik.Bu yetmemiş olacak ki paylaşımın kıvılcımı Arap baharlarını, kadife devrimleri, Gürcistan, Libya ve Kırım'ı dolaştıktan sonra; Ukrayna'ya sıçradı.Pandemi ile Ukrayna Savaşı "medenî (!) dünya"nın günümüzdeki aynası oldu. Çünkü an-be-an takip edildi, görüntülendi, çoğu taraf tutan medya tarafından servis edildi. "Zor zamanda" o medenî, o kültürlü, o gelişmiş ülkeler birbirlerinin "maske"sini çaldılar. Göçmenler konusunda takke düştü kel göründü. Onların gözünde sarı saçlı, mavi gözlü, beyaz tenli olanlar "insan", kara kaşlı, kara gözlü, esmer tenli olanlar kayda değmez bir mahlûk. Bir de utanmadan "insan hakları"ndan bahsediyorlar.Bu savaş başka bir gerçeği daha gözler önüne serdi. Dünyanın "gıda ambarı" olan iki ülke savaşa girince, bir "gıda krizi" baş gösterdi. Demek ki ileri, gelişmiş, zengin ülkeler de yeri geldiğinde "açlık korkusu" yaşıyor. Para bu hususta pek işe yaramıyor.İklim değişmesi ve gıdaBM geçen yıl üç bin sayfalık bir rapor yayımladı. Bu rapor özetle "kıyamet yakın" diyor. Atmosferdeki sera gazları sebebi ile gezegenimiz bir derece daha ısınırsa ortaya çıkacak felaketlerin boyutu insanlığı tehdit edecek seviyede.Lakin kimse tınmıyor. Kirliliğin başlıca aktörlerinden Çin, ABD ve Avrupa ülkeleri iklim konusundaki anlaşmaları imzalamıyor. Hatta bazıları petrol ve doğalgaz sıkıntısı sebebi ile havayı en çok kirleten "kömür"e döndüler.Bu sebeple BM raporunun başlığı "170 Yıllık İnsan Hatası" diye konuldu. Bu nedir Bu "Sanayi Devrimi"dir.Yani sürekli söylediğimiz ilerlemeci-gelişmeci-kalkınmacı-zenginleşmeci-refah ve konfor paradigmasının itici kurucu gücü. Sahibi: Sermaye. Koçbaşı: Teknoloji.Sanayileşme bir "put"tur.İnsanlığa ve gezegene mutluluk getirecek, dünyada iken cennete kavuşturacak bir put. Sonsuz üretim-sonsuz tüketim-sonsuz kâr için insanı ve tabiatı sömüren bir canavar. Sıkıysa aleyhinde bin söz söyleyin.Anında çarpılırsınız.Sizi gericilik, geri zekâlılık, ilkellik, az gelişmişlik ile "çağdışı" ilan eder; sizi medyaya ardından sosyal medyaya verip kepaze ederler.Burada akla hemen "Ey Mustafa Kutlu, sanayileşmeyi terk edip de güçsüz kalarak güçlülerin kölesi, oyuncağı mı olalım diyorsun" gibi itirazlar geliyor. Ben hiçbir zaman milletimin onurunu çiğnetmem, İslâm'ın izzetini ayaklar altına almam. Elbette ki "Savunma Sanayii"miz başarılarına