Adını koyalım -2

Geçen haftaki yazımızda BM'nin "İklim değişimi" konusundaki üç bin sayfa tutan raporundan bahsetmiştik.Bilindiği gibi bu yıl dünyanın hemen her yerinde olağanüstü sayılan yangınlar, seller ve kuraklık görüldü. Sanayi devriminden bu yana fabrika bacalarından atmosfere salınan zehirli gazlar tabiatın dengesini bozmuş, ozon tabakası delinmiş, dünya olması gerekenden fazla ısınmıştır. Bilim çevreleri bu ısınmanın bir derece daha artması ile büyük felâketlerin yaşanacağını söylüyor.Ne yapmak lazımİnsanlık önüne "tek yol" olarak konulan "sanayileşme"den vaz geçebilir miİlerleme, kalkınma, zenginlik, refah, konfor bütün bu kutsal hedefler ne olacakBilimin sarsılmaz otoritesini ne yapacağız Lütfen heyecan yapmayın.Bu neticeyi çığlık çığlığa insanlığa üç bin sayfa ile sunanlar da bilim adamları. "Yanlış yaptık arkadaş" demek onların hakkıdır. Yanlıştan dönmek bir erdemdir.İki yüz yıldan beri atmosfere fabrika bacalarından püskürtülen gazlar fabrika sahiplerini, sermayeyi, kapitalizmi zengin ederken dünyamızı berbat etti.Sonsuz üretim, sonsuz tüketim, sonsuz kâr. Öyle mi Bunun adı ilerleme mi Bunu beceremeyenler az gelişmiş, geri kalmış ve ilkel miDünya bir derece daha ısınıversin kıyamet yakındır. Şaşırmayalım zaten "âhır zamandayız".Peki hatayı kabul edip bu yoldan, yani sanayileşmeden geri dönmek, ondan vaz geçmek mümkün müdürKüresel kapitalizm sinsice sırıtarak sevimli bir teklifte bulunuyor:Vahşeti terkedelim, çevreyi koruyalım, "sürdürülebilir" bir kalkınmayı hedefleyelim, yeşil enerjiye dönelim.Bu bir kurt masalıdır.Kırmızı başlıklı kız masalı.Kimi kandırmaya çalışıyorsunuzBugün için "petrol savaşları" tüm vahşeti ile sürüyor.Başta ABD ve Çin olmak üzere sanayileşmiş ülkelerin pek çoğu "fosil yakıt" tüketimini kısmayı düşünmüyor, varılan anlaşmaları imzalamıyor. Yakında Paris'te bir "İklim zirvesi" toplanacakmış. Yarım asır içinde bu kaçıncı toplantı.Sermaye,