Beş vakit namazı cemaatle kılmanın hükmü ve önemi

Resûlüllah (s.a.v.) namazın farz kılınışından itibaren hayatının sonuna kadar beş vakit namazı sürekli olarak kendisi cemaate imam olarak kıldırmış, Müslümanları da namazları cemaatle kılmaya teşvik etmiştir. Cemaatin önemini gösteren çok sayıda hadis-i şerif bulunmaktadır. Bunlardan bir kısmı şöyledir: "Sizden birinin câmide cemaatle kıldığı namaz, işyerinde ve evinde kıldığı namazdan yirmi küsur derece daha sevaptır. Şöyle ki bir kişi güzelce abdest alır, sonra başka hiçbir maksatla değil, sadece namaz kılmak üzere câmiye gelirse, câmiye girinceye kadar attığı her adım sebebiyle bir derece yükseltilir ve bir günahı bağışlanır. Câmiye girince de namaz kılmak için orada durduğu sürece, tıpkı namaz kılıyormuş gibi sevap kazanır. Biriniz namaz kıldığı yerden ayrılmadığı, kimseye eziyet etmediği ve abdestini bozmadığı müddetçe melekler: Allah'ım! Onu bağışla! Allah'ım! Ona merhamet et! diye ona dua ederler." (Buhârî, 2160; Müslim, 1538; İbn Mâce, 835) pushfn('ads'); "Cemaatle kılınan namaz, yalnız kılınan namazdan yirmi yedi derece daha faziletlidir" (Buhârî, 648; Müslim, 1509; Tirmizî, 215; İbn Mâce, 838; Nesâî, 845) Diğer bir hadis-i şerifinde ise Resûlüllah (s.a.v.) namazları tek başına kılan kişilerin şeytana asker olma tehlikesine şöyle dikkat çeker: "Üç kişi bir köyde veya kırda bulunur ve namazlarını cemaatle kılmazlarsa, şeytan onlara hâkim olur. Öyleyse cemaatten ayrılma. Çünkü kurt ancak sürüden ayrılan koyunu yer." (Ebû Dâvûd) Diğer taraftan Resûlüllah (s.a.v.) cemaati terk edenlere karşı kızgınlığını şöyle ifade etmiştir: "Canım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, ateş yakılması için odun toplanmasını emretmeyi, sonra da namaz için ezan okunmasını, daha sonra da bir kimseye emredip imam olmasını, sonra da cemaatle namaza gelmeyenlere gidip evlerini yakmayı düşündüm." (Buhârî, Ezân, 29, 34; Müslim, Mesâcid, 251-254) Cemaatle namaz kılmanın önemini belirten bu ve benzeri hadislerden ve ilgili âyet-i kerimelerden hareketle mezhepler şu hükümleri çıkarmışlardır: pushfn('ads'); Hanbelîler namazın cemaatle kılınmasının, erkekler için farz-ı ayn, Şâfiîler ise farz-ı kifâye olduğunu söylemişlerdir. Buna göre bir beldede bir tek vakit bile cemaatle namaz terk edilirse bütün mükellef olan erkekler günahkâr olurlar. Hanefî ve Mâlikîlere göre ise cuma namazı dışındaki farz namazları cemaatle kılmak, gücü yeten erkekler için müekked sünnettir. (Merğınanî, el-Hidâye, 1 362; el-Cezîrî, el-Mezâhibü'l-erbe'a, 1 368-369) Son devir meşhur Hanefi fâkihi İbni Abidin'e göre Irak Hanefileri beş vakit namazın cemaatle kılınmasını farz-ı kifaye olarak görmüşlerdir. (Reddü'l-Muhtar, Darul Fikr, 1 552) Bu itibarla cemaate gitmeye engel bir durum olmadıkça beş vakit namazı mutlaka camide cemaatle kılmaya özen göstermek lazımdır. Beş vakit namazı camide cemaatle eda etmek namazın şartlarından birisi değilse de; cemaatle namaz kılmanın namazı daha kâmil bir hale getirdiğinde ittifak