ABD'li vizyoncu ve 'yapılmışın' vizyonu!

CHP, Cumhuriyet'in ikinci yüzyılı için bir 'vizyon' hazırladı ama vizyon 'Amerikalı başdanışman'a indirgenince, haliyle en çok Jeremy Rifkin'in neden zahmet edip vizyon açıklamasına gelmemesi tartışıldı. Sadece Rifkin değil, diğer vizyoner isimler de uzaktan bağlantıyla katıldılar toplantıya. Rifkin, video mesajında, Türkiye'nin 20 yıldır Afrika ve Akdeniz ülkeleriyle işlediği 'pivotmerkez ülke' vizyonunu, CHP'ye 'vizyon' diye sundu, onu da sadece 'iklim değişikliği' ile sınırlı tuttu. "Türkiye'nin kapsamlı bir yol haritası oluşturmasına yardımcı olacağım ve bu şekilde Kılıçdaroğlu ülkesini bir dönüşümden geçirecek" diyerek sözlerine başlayan Rifkin, "Bu bir sanayi dönüşümü ve sıfır karbon emisyonu içeriyor" dedi. Önceki gün konuyla ilgili haberimizde yer verdik: Rifkin'in sözünü ettiği Türkiye'nin 'pivot ülkemerkez ülke' konumu, son 20 yılda sadece iklim değişikliği değil, ekonomik, siyasi ve askeri olarak da adım adım güçlendirildi. Türkiye, sera gazı emisyonunu düşürmeyi, petrol ve kömür kullanımını azaltırken su, rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeyi öngören Paris Anlaşması'nı yürürlük tarihi olan 22 Nisan 2016'da imzaladı; Çevre Şehircilik Bakanlığı'nın adını Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştirdi. Türkiye, yenilenebilir kaynaklardan elde edilen enerji oranını AB ortalamasının üzerine çıkardı. 9 Eylül 2022 tarihli Euronews haberine göre, 2020 itibarıyla Türkiye elektrik üretiminin yüzde 42,3'ünü yenilenebilir kaynaklardan karşıladı. AB İstatistik Ofisi (Eurostat) verilerine göre aynı yıl AB'nin bu alandaki ortalaması yüzde 37,5 oldu. İtalya, Yunanistan, İngiltere, Belçika ve Fransa Türkiye'nin gerisinde kaldı. Türkiye, özellikle güneş enerjisini en çok artıran ülke oldu. 2010'da elektrik üretiminde güneş enerjisinin payı 'sıfır' iken, 2020'de bu oran 11,6'ya çıktı. Bu alanda çok daha eski geçmişi bulunan AB'de ise bu oran sadece 2.4 daha yüksek: Yüzde 14... Türkiye rüzgar enerjisine de hızlı girdi ve yüzde 25.7'yi geçerek yüzde 36 olan AB ortalamasına yaklaştı. Hidroelektrik üretiminde ise Türkiye yüzde 46.7 ile AB ortalamasının (yüzde 33) çok ilerisinde. Ekonomik açıdan, Akdeniz havzasında bölgesel ticareti ve işbirliğini 2010'lu yılların başına kadar geliştirme çabası sürdüren Türkiye, Suriye, Lübnan, İsrail, Mısır, Körfez ve Kuzey Afrika ülkeleri başta olmak üzere tüm Afrika kıtası ile güçlü bir trafik yürüttü. Aynı yıllarda özellikle İspanya ve İtalya ile yakınlaştı. 2006'da dönemin İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, Antalya'da Dünya Ticaret Merkezi'nin açılışında, "Türkiye'nin Akdeniz'de 'kanat ülke' olmaktan çıkıp 'pivot ülke' haline geldiğini" vurgulamıştı. Ancak 2011-12'den itibaren Tunus'tan başlayarak Mısır ve Suriye'ye kadar uzanan istikrarsızlaştırıcı hareketler, Libya ve Suriye'de yıkılmış ülkeler, Mısır ve Körfez bölgesinde darbeler ve darbe girişimlerine yol açtı. Bu süreçler ekonomik ilişkileri zayıflatırken, stratejik askeri ve siyasi ilişkiler ön plana çıktı. Türkiye Libya ile yakınlaşırken, İsrail, Mısır ve Körfez ülkeleriyle gerginlikler yaşadı. Türkiye bu süreçlerde de Akdeniz havzasının stratejik açıdan 'pivot ülkesi' oldu. Libya'da çökmüş devletin üzerine çökmeye çalışan 'çok uluslu paralı asker çetesi'nin yenilmesini ve BM'nin tanıdığı meşru Trablus hükümetinin ayakta kalmasını sağladı. Özellikle Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki ekonomik çıkarlarını koruma ve enerji kaynaklarına sahip çıkma açısından önemli olan sismik araştırma ve derin deniz sondajlarını başlattı. Türkiye'nin hak ve çıkarları kadar 'dostlarını da koruma' stratejisi, 2020'lerin başında sonuçlarını vermeye başladı. Körfez ülkeleri, İsrail ve Mısır'la normalleşme süreçleri başladı. İlk normalleşme adımları atılırken, Doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarının paylaşım ve işletilmesi için Akdeniz havzasında ekonomik işbirliği beklentileri ortak bir dille seslendirilmeye başlandı. Türkiye, son 10 yılın gergin geçen süreçleri ve özellikle son 2 yılda yaşanan küresel Kovid salgını boyunca, limanlarını, havaalanları ve havayollarını, karayolu ve demiryollarını geliştirerek doğu-batı ve kuzey-güney ekseninde taşımacılıkta da 'merkez ülke' haline geldi. Türkiye aynı şekilde, Rusya, Azerbaycan, İran ve Irak'la yaptığı enerji anlaşmaları ve inşa ettiği boru hatları ile Avrupa için hayati öneme sahip bir 'enerji koridoru' oldu. Özetle Türkiye, lojistik ve enerjide de bölgesinin 'pivot ülkesi' konumunda. Son bir not daha: Kılıçdaroğlu, "50 ili kapsayan 8 bölgede özel ekonomi bölgeleri oluşturacağız, özel ekonomi bölgeleri olacak" dedi. Aynı saatlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şanlıurfa'da,