Devlet aklı!

Bazen ortalıkta 'devlet aklı' diye bir laf dolaşır ve ateşli tartışmaları yahut ciddi analizleri susturmak maksadıyla kullanılır. Merak eden, araştıran ve arka planı sorgulayan zihinleri durdurmaya yarar. Eskiden hikmet-i hükümet derlerdi Devlet aklı ile, "Sizin bilmediğiniz şeyler var ama devlet her şeyi bilir. En doğrusunu yapar" demek isterler. Gerçekte ise, devlet aklı diye bir şey yoktur. Tecrübe, gelenek, kurumsallaşma, bilgi ve analize güven duymak ve istişare gibi kavramlar vardır; o da bizde kalmamıştır. Devlet aklı bunların yerine uydurulmuştur.Devlet ne zaman bir yanlış yapsa veya vatandaşından bilgi gizleyecek olsa böyle kavramlara müracaat edilir. İnsanlara, bilmedikleri şeyler olduğu ve devletin ustalıkla o bilinmez şeylerin üstesinden geldiği kanaati verilmek istenir. Oysa, devletteki insanlar sokaktaki insanların bir parçasıdır. Yapay zeka ünitelerinden veya süper güçlerden oluşmaz. Kamusal alandaki kapasite neyse kamudaki de odur. Hatta, bu çağda isteyen herkes kolaylıkla bir konuda uzmanlaşabilir ve her konuda devlet kadar fikir sahibi olabilir. Devletin birtakım özel bilgilere sahip olması zannedildiği gibi ona gizemli ve esrarengiz bir üstünlük sağlamaz. Böyle davranan devletlere de güven olmaz. Devletin bazı işlerini -gerektiğinde hesap vermek kaydıyla- gizli kapaklı yapma hakkı vardır. Ama o işler kritik edildiğinde, hesap vermek yerine, "Sizin bilmediğiniz şeyler var" demesi bir hak veya imtiyaz değildir. Bunu söyleyen devlete güven olmaz. Güvenlik, diplomasi, yargı, ekonomi, eğitim dahil bütün makro politikaları belirlerken devlet etrafına koza örüyorsa, maksadı yapılanları gizleyip 'oldu bitti'ye getirmektir. Kutsal olan devlet hesap veren ve vatandaşına yalan söylemeyen devlettir.Mesela, bir ülkeyle ortalığı yıkarcasına kavga ilan edip bir şey olmamış gibi el sıkıştıktan sonra bu geri adımda 'yüksek politika' veya 'diplomatik zeka' gibi gerekçeler aramak boşunadır. Gerçek, görünenden nadiren farklıdır. Düşmanlığı sürdüremeyip dostluk aramak ilk bakışta neyi anlatıyorsa, gerçek odur. Arka planda sanki zamanı gelince geri adım atmayı dahi planlamış bir aklın varlığına inanmak beyhudedir. İnsanları aksine inandırmaya çalışmak da bazılarının buna inanma meyli de acizliktir. Yahut, ihalelerini davet usulü yapan devletin bu kararda ısrar etmesinde aranacak hikmet bellidir. Gerekçe stratejik yatırım, gizlilik falan değil, 'oldu bitti'dir.Devletin ve devleti yöneten kadroların yargı, kolluk ve istihbarat imkanları ile o imkanlar sayesinde dilediklerini tutuklayıp, dilediklerine dilediklerini yapabilmeleri de sadece