Faiz zehirli sosyal bir mikroptur2

Yukarıdaki hadisten anlaşıldığı üzere, faiz alıp verenlerin yanı sıramuamelesine şahitlik eden ve yazanlar da Hz. Peygamber (sav)'in lanetinemaruz kalmışlardır. Hatta hadiste işaret edildiği gibi,bunların hepsinin faiz günahında eşit olduklarıanlaşılmaktadır. Hz. Peygamber Efendimiz (sav)'in faizcileri lanetlemesi, ya haber ya da duadır. Yani, ya onların Allah'ın rahmetinden uzak olduklarını bildirmektirya da Allah'ın rahmetinden uzak kalmaları için bedduadır. Hangisi olursa olsun bu, faizcilerin uğrayacağı felaketin büyüklüğünü gösterir. İnsanın insan kalması için faizsiz bir ortamda yaşaması şarttır. Hz. Peygamber (sav) zehirli bir mikrop olan faizi ortadan kaldırarak temiz bir toplum inşa etti. Rasûlüllah (sav) buyuruyor: "Faizin her çeşidi kaldırılmıştır; ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz ne de zulme uğrayınız! Allâh'ın emriyle fâizcilik artık yasaktır. Cahiliyeden kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz de Abdülmuttalib'in oğlu (amcam) Abbâs'ın faizidir." (Müslim, Hac, 147; Ebû Dâvûd, Menâsik, 56; İbn-i Mâce, Menâsik, 76, 84;) Faizci düzenler, insan kanı içen vampirleri yetiştirler. Faiz, din kardeşliğine ihanettir. Müslümanın Müslüman kardeşleriyle ilişkilerini Allah be-lirler. Çünkü bu şekilde Müslümanlara borç verebilmek faizdeki kazanç duygusunu ayaklar altına almayı ifade etmektedir. Zira bu tür insani ve imanî duygular faiz anlayışında yoktur. Faizde borç verenin kal-binde, iç dünyasında bu duyguların tamamen aksine sömürüyü, menfaati, duyarsızlığı, kardeşlerinin acılarını artırmayı, sıkıntılarına sıkıntı katmayı, kardeşlerinin problemlerine sevinmeyi ve kardeşleri-nin sürekli kendisine muhtaç bir konumda olmaları duygusunu kam-çılamaktadır. Kendisine bu şekilde, bu duygularla borç verilen kişi de o borç verene karşı içinden kin ve nefretle do-lup taşmaktadır. Zira borç alan bu kişi zaten çaresizlik ve sıkıntılar içinde kıv-ranırken, ne yapacağını bilmez bir vaziyette çırpınıp dururken, şimdi de üstelik fâizin kahredici yükü de omuzlarına binince artık onun psi-kolojik yıkılışını siz düşünün. Borç veren kardeşinin kar-deş olarak onun sıkıntılarını biraz daha hafifletecek yerde biraz daha çoğaltan bir zalim olduğunu görünce ona nasıl düşman ke-sileceğini varın siz dü-şünün. Faiz dostluğu değil, düşmanlığı çoğaltır. Faiz, fakirleşmenin ve kâfirleşmenin garantisidir. Faiz toplumda ezilmiş, yoksul insanların daha da fakir-leşmesine, daha da ezilmesine buna karşılık kapital sahiplerinin daha da zenginleşmesine sebep olan bir mik-roptur. Faizci düzende çalışan kazanmaz, kazanan da çalışmaz. Çünkü zaten fakr-u zaruret içinde kıvranan fakir bu şekilde faizle borç aldığı zaman kazandığının bir kısmını faiz olarak ala-caklıya ayırmak zorunda kalacak ve böylece fakirin bir borcuna bir borç daha eklenecek ve sonunda bu fakir ala-caklıya çalışıveren, ya da alacaklının elinde, faizcinin elinde oyuncak olmuş bir adam haline gelecektir. Fert açısından bu bir yıkılış olduğu gibi toplum açısından da bundan farklı olmayacaktır. Çünkü